Güney Doğu Anadolu’da bulunan Germuş dağlarının yamacında Urfalı Mahmut amca tarlasını sürecekti ekin ekecekti inatçı bir kaya parçası ona engel olmasaydı..
Kazmasını inatla savurdu kaya çıksın yerinden de ekinini eksin dedim ya kaya daha inatçıydı ne kırıldı ne de yerinden çıktı. Mahmut amcamız çevresini kazdı biraz daha uğraştı yine olmadı belli ki kaya bayağı büyüktü. Bırakıp devam etti biraz ileride başka bir kaya parçası önceki kadar büyük değil çekti çıkardı yerinden ya üzerinde belli belirsiz şekiller heykel gibi sanki…
Toprağı eken bilir biçeceğini ve topraktan gelen herşeyin hayat için bi sebeple geldiğini…
Mahmut amcamız gibi.. Önemli olmalıydı taş parçası kimbilir tarihi eser sayılacaktı. Yüklendi taşı Müzenin yolunu tuttu sene 1985..Müze müdürü zamane memuru geri çevirmiş söylediğine göre “şimdi uğraşamam kireç taşı bu başka zaman getir” demiş demesine ya, Mahmut amcamız “ya sen bunu şimdi alırsın ya da ben dönüşte atarım çöpe taşıyamam tekrar geriye” deyince mecbur kalmış almaya. Tüm işlemler yapıldıktan sonra 85 yılında bu malum taş parçası sergilenmeye başlamış Urfa Müzesinde taki bir Alman arkeolog ziyarete gelip o taş parçasını görene kadar…
Sene 2019..
Mahmut amcanın ekip biçeceği arsası artık dünyanın merkezi, tarihin sıfır noktası Göbekli Tepe…
Duymayanınız yoktur heralde şimdiye kadar öğrendiğiniz ne varsa unutun dediler..
Tüm bildikleriniz yanlış ! Bizi M.Ö. 12000 yılına götüren en eski kalıntı üstelik o yılları bize öyle bir gösteriyor ki taş devri dediğimiz yerleşik düzen yoktu medeniyet yoktu dediğimiz o tarihlerde aslında çok şey biliniyormuş.. Buğday bile..
Gel gelelim sene 2019 tam 34 yıldır buğdayını ekemeyen Mahmut amcamız Unesco’nun kültür mirası olarak belirlediği arsasını tabii ki devlete satamadı herhangi bir karşılık da almadı oranın bekçiliğinden başka..
Evet Göbekli Tepe’nin bekçisi Urfalı Mahmut amcamız…
Tarihin en eski kalıntısının üzerindeki toprak parçasının sahibiydi o toprağın altındaki ışığın bekçiliğini yapıyor şimdilerde..Ama beni yanlış anlamayın tüm bunları anlatarak Göbekli Tepe’nin önemini basitleştirmeye çalışmıyorum aksine bu muhteşem bir şey! Hayat gibi. Üstelik en gerçek hikayeyi okuyacağımızı düşünüyorum bu sayede, aynen dedikleri gibi bildiğim öğrendiğim herşeyi unutmayı kabul ederek..Ve her haberi dikkatle takip ediyorum hepimiz gibi merakla ve sabırsızlıkla…
Ama değinmek istediğim başka bişey var burada..
Belki yalnızca Urfalı Mahmut amca farkında. Toprağın üzerinde belki de toprağıyla birlikte bizim dediğimiz ne varsa hah işte bunun yalanını… Dünya bir kez daha kanıtladı biz üzerinde sahibiymiş gibi böbürlenip dururken asıl sahibin kim olduğunu…
Demem o ki;
Sene 2019…
Ve bizim dediğimiz ne varsa bizim değil..
“Egemenlik bizim!” dedik.. Oy verecektik birilerini seçecektik; milleti için çalışacaktı, bize hizmet edecekti; aynı Urfalı Mahmut amcanın toprağını ekeceği gibi biz de ülkemize ekecektik demokrasiyi.. “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindi."
Sene 2019..
Öğrendiğiniz, bildiğiniz herşeyi unutun!
Toprak sahibiyken bekçi olan Mahmut amca gibi..
Diyarbakır'da Milli İrade çığırtkanlığı yapıp sonrasında milli iradenin seçtiği üç belediye başkanını açığa alıp yerine kayyum atayan bu bozuk sistem gibi..
Milli iradenin yerine kayyum atanırken bizim de Demokrasi bekçiliğine soyunmamız gibi..
Kayyum’un ilk icraatı elbette beklendiği gibi “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir!” diyen atamızın portresini indirmek olmuştur bilmenizi isterim...