1-Estetik amaçlı tıbbi müdahalelerin hukuki niteliği nedir?Hangi müdahaleleri bu kapsamda değerlendiririz?
Estetik amaçlı tıbbi müdahaleler , yaygın olarak kişinin doğuştan sahip olduğu veya sonradan ortaya çıkan ve dış görünüşünden rahatsız olmasına neden olan her türlü görüntü bozukluğunun düzeltilmesi amacıyla yapılan müdahalelerdir. Herkesin bildiği gibi burun, göz vs. organlara yapılan estetik müdahalelerin yanında; ben, kıl, sarkıklık, renk bozukluğu, fazla yağ birikimi, deformasyon tedavisi amacıyla yapılan müdahaleler de bu kapsamdadır. Her ne kadar estetik müdahalede de olsa bunların da tedavi amacı vardır. Zira Hastanın iyilik halinden bahsedildiğinde ruh ve beden bütün olarak değerlendirilir. Burada kişinin psikolojik olarak iyi hissetmesi amaçlanır.Lakin özelilkle sadece güzellik amacı taşıyan estetiklerde bu tedavi unsurunun eksikliği dolayısıyla estetik müdahalelerin hukuka uygun olmadığı görüşünü de savunanlar vardır. Ancak Hasta Hakları Yönetmeliği’nin 5. maddesinin a bendinde yer alan; “Bedeni, ruhi ve sosyal yönden tam bir iyilik hali” şeklindeki sağlık kavramı tanımı ile birlikte düşünüldüğünde salt güzelleştirme maksatlı yapılan estetik müdahalelerin de hukuka uygun olduğu kanaatindeyim. Bugün güzelleştime amaçlı estetik müdahalelerden kaynaklı hukuki süreci anlatacağız. Güzelleştirme amacı taşımayan, onarım amacıyla örneğin kaza sonrası yapılan müdahalelerdeki hukuki süreç biraz farklılık arz etmekte, ona değinmeyeceğiz.
2-Estetik müdahalelerin sonuçları, hastaların beklentilerine ne kadar uygun olmalıdır?
Bir diğer önemli fark ise hasta ve hekim arasındaki sözleşme ilişkisinin niteliğindedir. Estetik müdahalelerde hekim hasta arasında eser sözleşmesi ilişkisi olduğu kabul edilmekte ve hekimin hastaya garanti verme yükümlülüğü bulunmaktadır. Örneğin, Yargıtay bir kararında dövme silinmesi işlemini eser sözleşmesi olarak kabul etmiş ve hekimin edimini ayıpsız olarak yerine getirmesi gerektiğine, izin tamamen silinmesi için taahhüt vermiş kabul edileceğine aksi halde sorumlu olacağına dikkat çekmiştir.
3-Estetik amaçlı müdahalelerde genel olarak hekimlerin yasal yükümlülükleri nelerdir?
Estetiklerde hekimin aydınlatma ve rıza alma yükümlülüğü, özen ve sadakat borcu ve güzellik amaçlı estetiklere özel sonuç taahhüdü yükümlülüğü bulunmaktadır.
4-Bu yükümlülüklerden tek tek bahsedelim. Aydınlatma ve rıza yükümlülüğünden kastınız nedir ?
Hekimin hastaya yapacağı müdahalede tedavi amacının ikinci planda olması ve hekimin sonuç garantisi vermiş olması, hekimin hastaya daha detaylı bir aydınlatma yapmasını gerektirir. Hastaya, yapılacak operasyonun neticesi, hastanın beklentilerini karşılayıp karşılamayacağı hususu ve muhtemel tüm komplikasyonları anlatılmalıdır. Burada diğer tıbbi müdahalelerden farklı olarak hekimin, hastanın görünümünde güzelleştirme maksadıyla müdahalede bulunuyor olmasından ötürü, -görülme riski çok düşük olsa dahi- muhtemel tüm komplikasyonlar hakkında onu bilgilendirmesi gereklidir.12 Hastanın karar vermesinde etkisi olacak özellikli durumların hastaya kapsamlı bir şekilde anlatması, kararın kendisine bırakılması gerekmektedir. Hastaya yapılacak operasyon sonucunda elde edilecek neticenin hastanın beklentisinin karşılanıp karşılanamayacağı, ne ölçüde karşılanabileceği, hastanın fiziksel durumunun yapılacak müdahale için ne derece uygun olduğu, olası risklerin neler olduğu, ortaya çıkacak görüntünün hasta için yeterli olmayabileceği, oluşabilecek şekli sorunların neler olduğunun hastaya anlayabileceği şekilde anlatılması gerekmektedir. Estetik müdahaleler sonucunda hastanın memnun olmayabileceği, komplike durumların ortaya çıkabileceği yani risk konusunda aydınlatma yapılması oldukça önemlidir. Zira hasta bu olasılıkları öğrendiğinde müdahaleye rıza göstermeyebilir.Yargıtay kararlarında da hekimin bu şekilde detaylı aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmemesi halinde, estetiği taahhüt edilen şekilde yerine getirmiş olsa dahi aydınlatma yapmaması nedeni ile kusurlu olacağını belirtmiştir.
5- Peki, özen ve sadakat borcunun kapsamı nedir?
Bu noktada sağlık hukuku açısından önemle üzerinde durulması gereken konu komplikasyon konusudur. Doktrinde de yargı kararlarında da komplikasyon kavramı tıbbi müdahaleler esnasında “Öngörülemeyen, öngörülse de önlenemeyen, önlemler alınsa dahi ortaya çıkan olumsuz sonuç, izin verilen risk” olarak tanımlanmaktadır. Yani, tıbbi müdahalede her türlü özenin gösterilmesine rağmen hastanın kendi vücudunda oluşan bir durum sebebiyle tıbbi müdahale sonucunda ortaya çıkan olumsuz sonuçtur. Bu durumda hekimin sorumluluğuna gidilmeyecektir. Fakat komplikasyon gelişse dahi müdahale esnasında hekimin özen borcuna aykırı davranışları mevcutsa hekim özen borcuna aykırılıktan sorumlu tutulacaktır. Yargıtay’ın kararları da bu doğrultudadır. Yine az önce anlattığımız aydınlatma ve rıza da hekimin özen borcu kapsamındadır.
Kısacası, Sadakat borcu, hekimin hastası için en iyi, en uygun ve en risksiz tedaviyi uygulaması, hastasının menfaatlerini gözetmesidir. Özen borcu da hekimin hastası için en iyi, en uygun tedaviyi uygularken gerekli özeni göstermesidir.
6- Hekimin sonuç taahhüdünden ne anlamak gerekir ?
Estetik müdahalede, Hastane ve hekim hastanın istediği sonucu elde etmesini garanti etmektedir. Plan bölümünde açıkça yapılacak işler ve sonuç garanti edilmektedir. Örneğin, burun şöyle kalça böyle olacak gibi. Hatta günümüzde bilgisayar programlarıyla ameliyat sonrası sonuç doğrudan hastaya gösterilerek doğrudan sonuç garantisi verilmektedir. Dolayısıyla gerek hekim gerek hastane bu sonuca aykırı bir durumda şartların varlığı halinde hukuken sorumlu olacaklardır.
7-Peki bu sorumluluğun bir sınırı yok mudur? Hekim sonuç istenilen gibi olmadığında ne olursa olsun sorumlu mu olacaktır?
Biliyorsunuz insan üzerinde gerçekleştirilen müdahaleler, somut bir nesneyi değiştirmekten veya meydana getirmekten çok daha karmaşık bir durumdur. Zira her insanın biyolojik yapısı farklı olduğundan, vücutlarının operasyonlara vereceği tepki de bu ölçüde farklı olacaktır. Hekimin buradaki sorumluluğu, ameliyat öncesi aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmek, gerekli tetkik ve tahlilleri yaparak hastaya uygun bir süreç yönetimi sağlamak ve istenilen sonuca ulaşılması için gerekli özeni göstermekle sınırlıdır. Hekimin, kendi kusuru veya ihmalinden kaynaklanmayan, kişinin kendisinden kaynaklı beklenmeyen bir etkiden yahut öngörülemeyen bir komplikasyonun ortaya çıkmasından dolayı sorumluluğu olmayacaktır. Ancak, hekimin yeterli bilgilendirmeyi yapmaması, ameliyat sırasında herhangi bir kusuru, ameliyat sonrası süreç ile ilgili hastayı bilgilendirmemesi gibi durumlar sorumluluğuna yol açacaktır.
8-Estetik amaçlı müdahalelerde bir yaş sınırı var mıdır?
Az önce belirttiğimiz aydınlatma ve rıza ile ilgili bir konudur. Küçüklerin, bu aydınlatmayı tamamıyla anlayıp, sonuçlarına rıza verecek durumları olmadığından, istisnai haller dışında küçüklere estetik amaçlı müdahale yapılamayacağı kanaatindeyim. Ancak küçüğün, vücudunda doğuştan gelen bir bozukluğun ancak küçükken yapılacak bir ameliyat neticesinde düzeltilebileceği, aksi takdirde ileri yaşlarda bir daha ameliyat edilemeyeceği gibi istisnai durumlarda estetik olabileceği görüşleri var. Ben de bu görüşlere katılıyorum.
9-Estetik mağdurlarının başvurabileceği hukuki yollar nelerdir ?
İstenilen sonucu elde edemeyen veya bir zarara uğrayan hasta tarafından, maddi ve manevi tazminat davası açılabileceği gibi hekimin kusurlu fiilinden kaynaklanan cezai sorumluluğuna da gidilebilecektir.
Yine Hasta ile hekim arasındaki hukuki ilişki bir sözleşmeye dayansa da, mevcut koşullar değerlendirilerek hekimin haksız fiil sorumluluğuna da gidilebilir.
Yine güzellik amaçlı estetiklerin Eser sözleşmesi niteliğinde olduğunu söylemiştik. Bu kapsamda hekimin ayıba karşı tekeffül yani ayıbı üstlenme borcu vardır. Borçlar Kanun’un 475. maddesinde iş sahibine, yani hastaya seçimlik haklar tanınmıştır. Nitekim estetik tıbbi müdahalelerde sözleşmeye aykırılık halinde talep edilen tazminatın dayanağı da bu maddedir.
10- Eser sözleşmesine ilişkin maddeye göre estetik müdahale özelinde hastanın seçimlik hakları nelerdir ?
1- Sonuç, hastanın kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa sözleşmeden dönme ve bütün zararlarını talep etme hakkı vardır.
2- Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları hekime/hastaneye ait olmak üzere, ücretsiz onarım istenebilir. Uygulamada, özellikle estetik burun cerrahisinde bu duruma revizyon ameliyatı adı verilmektedir. Fakat maddede yer alan ‘Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde’ ibaresine dayanılarak hastalardan revizyon ameliyatı için de ilave ücretler alınmaktadır. Bu konunun da yine somut olaya göre değerlendirilmesi gerektiği kanaatindeyim.
11-Bu davalarda zamanaşımı var mıdır ?
Burada eser sözleşmesi hükümleri uygulandığından, açılacak tazminat davaları Türk Borçlar Kanunu 478. maddesi gereği 2 yıl; hekim/hastanenin ağır kusurundan kaynaklanan ayıplarda ise 20 yıl içinde açılması gerekmektedir. İdareye karşı açılacak tazminat davalarının ise, İdari Yargılama Usulü Kanunu gereği dava açmadan önce idareye başvuru yapılmalıdır. Yapılan talebe 60 gün içerisinde cevap verilmezse veya olumsuz cevap verilirse, bu tarihten itibaren 60 gün içerisinde dava açılması gerekir. Dava, zarar verici fiilin öğrenilmesinden itibaren bir yıl ve herhâlde fiilin işlenmesinden itibaren beş yıl içerisinde açılmalıdır.
12-Hastanın Genel Hükümlere Göre Talep Edebileceği Tazminat Kalemleri nelerdir?
Hastanın genel hükümlere göre talep edebileceği tazminat talepleri maddi ve manevi tazminatlardır. Maddi tazminat kalemleri TBK’nın 54. Maddesinde yer alan bedensel zararlar halinde talep edilebilecek tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalması veya yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplardır. Estetik müdaheleler sonucunda hastanın ölümü hallerinde ise TBK’nın 53. maddesi hükmünde belirtilen cenaze giderleri, destekten yoksun kalma ve ölümden önceki tedavi masrafları ile çalışma gücünün kaybı şeklindeki maddi tazminat kalemleri talep edilebilecektir.
Manevi Zarar ise doktrinde kişinin iradesi dışında kişilik değerinde gerçekleşen eksiklik ve yaygın olarak kişinin duyduğu acı, elem, üzüntü olarak tanımlanmaktadır. Yine bu zararlar da talep edilebilecektir.
13-Estetik müdahalelerde ortaya çıkan komplikasyonların yasal sonuçları nelerdir?
Burada sonradan çıkan komplikasyonlarda hekimin sorumluluğunu tespit edebilmek için çıkan komplikasyon ile hekimin müdahalesi arasında bir illiyet bağı olup olmadığının tespiti önemlidir. Yani her komplikasyon hekim hatasıdır demek mümkün değildir.
Örneğin mide küçültme ameliyatları sonrasında hastaya büyük sorumluluklar yüklenmektedir. Hatta bu ameliyatlar sonrasında hastalar 1 hafta kadar su dahi içememektedir. Bu tarz ameliyatların yargıya yansıdığı durumlarda da çoğunlukla hekimler, hastanın davranışlarının illiyet bağını kestiği iddialarında bulunmaktadırlar. Örneğin mide küçültme ameliyatlarında hekimin özen yükümlülüğüne aykırı davrandığı durumlarda, örneğin dikişin zayıf atıldığı durumlarda henüz ameliyattan sonra zarar oluşmamış fakat hastanın da ameliyattan sonra su içmesi sonucunda zaten zayıf atılan dikiş patladıysa bu durumda hekimin dikişin zayıf olması nedeniyle sorumluluğu varsa da hastanın davranışı sonucu patladığından, hekimin sorumluluğu azaltacaktır.