Gülümseyiiin çekiyorum! Fotoğraf çektirirken niye güleriz? Çok mutlu olduğumuz için, gülmek sıcaklık kattığı için ... Öyle öğretildiği için?
Şimdilerde biraz daha farklı fotoğraflarımız olsa da gülümsemek klasiğimiz. Biraz soğuk bir yüz ifadesiyle sabit ve derin bakarsanız cool olabilirsiniz.
Bir şapkayla yüzünüzü yarım kapattığınız şezlong pozu, makyajsızlığınızı gizleyebilir. Hatta sizi çekici kılabilir. Hangisini saysam? Yukarıdan selfiler, haberim yokmuş gibi çekler, gittiğimiz yerdeki eşsiz güzelliğe kendimizi iliştirme pozları. Storylik, çerçevelik, profillik ...
Bir de yanımızda duran kişiyi kesip sadece kendimizin kaldığı fotoğraflar var. Ne oluyor o zaman yani yanımızdaki kişiyi kesince, o an hiç yaşanılmamış mı sayılıyor? Siliniyor mu o gün ya da izler? Bir makas atmak yok. Saymayı kolaylaştırıyor mu? O makas, daha da hatırlatmaz mı her şeyi? O fotoğrafa bakan herkesin ortak düşüncesi; burada istenilmeyen birinin oluşu.
Peki ya hayatın bizim en zor, en acı anlarımızı çekip bilinçaltımıza attığı hani bizim hiç bastırmayacağımız fotoğraflar? Bir ayrılık göz yaşında ya da bir uğurlamada hayatın resmettikleri? Ayrılığı bilmem ama en acısı sonsuzluğa uğurlama. Gidenin ardından bakınca; o ilk an deprem gibi sonrası , özlemekle gelen artçıları. Gidenin, masa üzerinde gözlüğünü, asılı ceketini, ona ait bardağı görmekse en içimizi burkanı. Aslında anları sığdırdığımız, baktıkça anıları hatırlatmakla yükümlü olan fotoğraflar, yaşadığımızın en büyük kanıtı. Çerçevede ya da çekmecedeler ve her birinde geçen zamanın mühürü var. Hadi gelin şimdi buraya çok like alacak bir fotoğraf bırakalım . Çekiyorummm Gülümsemek istermisiniz ?
Öykü Orakçı