Uyandınız ve yüzünüzü yıkayacaksınız. Musluğu açtınız. Su temiz mi? Bir kere musluğu açtığınız andan itibaren en sonunda size bir fatura gelecek. Bakın, su kullanımında devlete bir vergi ödüyorsunuz.
Elektriği açıyorsunuz. O da vergi. Bakkala gidiyorsunuz. Alış veriş yapıyorsunuz. İşe gidiyorsunuz. İşe giderken ulaşım aracı kullanıyorsunuz. Elbette aracınızın da bir vergisi var. Bu faturalara ödediğiniz vergiyi devlet topluyor. Sizin bu vergileri ödemek için aldığınız maaş yeterli mi?
Bunların hepsi aslında "İnsan Hakları”nı ilgilendiriyor. Karnınızı doyurabiliyor musunuz? Beslenme Hakkı. Su içebiliyor musunuz? Temiz su kullanabiliyor musunuz? Su hakkı. Seyahat edebiliyor musunuz?
Seyahat hürriyeti.
Çalışıyorsanız çalışma hakkı, çalışamıyorsanız yine çalışma hakkı. Çünkü devletin istihdam sağlama yükümlülüğü var. Tüm bu sorunlar insan hakkı değilmiş gibi bir izlenim oluşturuluyor.
Çalışıyorsanız çalışma hakkı, çalışamıyorsanız yine çalışma hakkı. Çünkü devletin istihdam sağlama yükümlülüğü var. Tüm bu sorunlar insan hakkı değilmiş gibi bir izlenim oluşturuluyor.
Hatta insan haklarını konuşmak bir lükstür diyenler var. Hayatımıza ayna tutmaya devam edelim. Çocuğunuzu okula göndereceksiniz. Ücretsiz eğitim hakkı. Sağlık hakkı önemsiz mi? Siz kanser oldunuz devlet ilaçlarınızı karşılamıyor. Sağlık hakkınız ihlal ediliyor. Bu nasıl lüks olabilir? Ücretsiz bir şekilde iyi bir tedavi alamıyorsunuz. Sağlık en doğal haktır. "Sağlıklı Yaşama Hakkı" her insanın en temel hakkıdır. Bozulan sağlığa, tıbbın olanakları dâhilinde tedavi ettirmek, zengin, yoksul, genç, yaşlı, kadın erkek hiç fark etmez her "insanın" hakkıdır.
Burada değil lüks olarak yerine getirmek, düşünmek bile abesle iştigaldir. Doğduğunuzdan öldüğünüz ana, sabah uyandığınızdan gece uyuduğunuz ana aslında her an bir insan hakkı söz konusu.
Örneğin; Barınma hakkı. Diyebilirsiniz ki devlet herkese ev mi verecek? Mülkiyet hakkı var olmasına rağmen eğer paranız yoksa hiç bir şey ifade etmez. Başta sizin para kazanıyor olabilmeniz lazım. Parayı nasıl kazanacaksınız? İyi bir iş bularak. Devlet istihdam sağlayacak. İyi bir eğitimi de devletin sağlaması lazım.
Bunların tümü anayasal haklarımız.
Bunların tümü anayasal haklarımız.
Anayasal haklarımızı savunduğumuzda AHİM(Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi)’e başvurulduğunda tanınmıyor. AHİM kararlarını tanımıyorum nasıl diyebiliriz? Hukuk devleti olmaktan epey uzaklaştık.
Türkiye'nin en temel sorunu tek adam rejimi ve yönetimi. Kuvvetler ayrılığının tam aksine tüm gücü tek kişide toplarsanız, ne insan haklarından bahsedebilirsiniz, ne hukuk devletinden.
Hak verilmez alınır, zafer mücadele ile kazanılır. İstenileni elde etmek için armut piş, ağzıma düş zihniyeti yerine biraz çaba sarf etmenin tam zamanı.
Nasıl mı başlamalı? Zafere giden yolda kadınların gücüne, sözüne, eylemine, özgürleşmesine ihtiyaç var.
Kadınların hiçbir hakkı mücadele edilmeden alınmadı.
Nasıl mı başlamalı? Zafere giden yolda kadınların gücüne, sözüne, eylemine, özgürleşmesine ihtiyaç var.
Kadınların hiçbir hakkı mücadele edilmeden alınmadı.
Oy hakkı mücadelesi, eşit anayasal haklar mücadelesi, eşit sosyal haklar mücadelesi, eşit eğitim, eşit iş, eşit emek…
Eşit birey olmak…
Haydi! Neden eşit değiliz? Diye haykırmaya başlayalım.
Eşitsizlikten yola çıkarak. Her alanda eşitlik sağlayarak bu gezegeni yaşanabilir hale getirmek mümkün.
"Özgürlük ürkütücüdür, çünkü özgürlük istemek bedel ödemeyi gerektirir."