Demokrasinin kalesi ve umudun adası olarak anılır. CHP'nin İzmir'de kaybetmesi sadece bir yerel seçim sonucu değil, aynı zamanda yaşam tarzımızın, yeşil alanlarımızın ve demokrasimizin kaybı anlamına gelir.İzmir'in CHP'yi kaybetmesiyle kale düşer ve bu durum, yaşam tarzımızın da düşmesi anlamına gelir. Yeşil alanlar azalır, çevre duyarlılığı azalır ve şehir yaşamı daha az çekilir hale gelir. Demokrasinin kaybedilmesiyle ise nefes alacağımız alanlar daralır, özgürlüklerimiz kısıtlanır ve geleceğimize dair umutlarımız yok olur.CHP'nin İzmir'de kaybetmesi sadece İzmir'in değil, Türkiye'nin kaybıdır. İzmir, Türkiye'nin amiral gemisi olarak demokrasiyi temsil eder. CHP'nin İzmir'de kaybetmesiyle birlikte çocuklarımızın, kadınların ve demokrasinin kaybetmesi kaçınılmaz olur. Gelecek kuşaklar için umutlar tükenir ve şehir rantın pençesine düşer.Bu nedenle, İzmir'de CHP'nin kaybetmesi sadece bir siyasi sonuç değil, aynı zamanda yaşam tarzımızın, demokrasimizin ve umutlarımızın kaybıdır. İzmir'in demokrasi kalesi olarak varlığını sürdürebilmesi için, her birimizin sandığa giderek demokrasiye destek olması ve umutlarımızı canlı tutması gerekmektedir.
Sandığa gitmek , vatandaşlık görevi ve geleceğimizi belirleme sorumluluğudur. Sandığa gitmek sadece bir vatandaşlık görevi değil, aynı zamanda geleceğimizi belirleyecek olan siyasete katkıda bulunma sorumluluğumuzdur. Ülkenin geldiği ekonomik durumu göz önünde bulundurarak, tercihlerimizi belirleyerek siyasete etki etmek zorundayız. Her ne olursa olsun, sandığa giderek en azından bir fikrimizin olması ve katkıda bulunmamız gerekiyor.Sandığa giderken neden, kime ve niçin oy vereceğimize dair kararlarımızı genel seçimlerin önemini kavrayarak almamız gerekiyor. Belediye başkanlığından tutun da ekonomik duruma kadar her konuda muhatap olduğumuzun bilincinde olmalıyız. Artık ülkemizin dışarıdan birçok temel ihtiyacını karşıladığını göz önünde bulundurarak, üretim odaklı bir ekonomiye yönelmemiz gerektiğini bilmeliyiz.Bu noktada, siyasetin üretim yapamayan bir iktidar partisinden çıkamadığı bir dönemde, en azından yerel seçimlerde tercihlerimizi değiştirerek Cumhuriyet Halk Partisi'ne oy vermek önemlidir. Mustafa Kemal Atatürk'ün mirasını devralan bu parti, demokrasinin ve laikliğin teminatıdır. Eleştirilerimize rağmen, ekonomik sorunlarla baş edemeyen iktidar partisine bir uyarı niteliği taşır.Yerel seçimlerde adayların belki de hepsini beğenmeyebiliriz, ancak bireylerin siyasi tercihleriyle ilişkilendirilmemesi gerektiğini bilmeliyiz. Cumhuriyet Halk Partisi'nin yereldeki başarıları, hizmet anlayışının ne denli etkili olduğunu göstermektedir. Bu nedenle, yerel seçimlerin önemini küçümsememeli ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin adaylarını desteklemeliyiz.Unutmayalım ki, sandığa gitmek sadece bir hak değil, aynı zamanda bir sorumluluktur. Geleceğimizi belirlemek için sandığa gitmek, demokrasinin temel taşlarından biridir.