"Cumhuriyet Halk Partisi'nden Çiğli Belediye Başkan Aday Adayı olan Cemal Doğan, Çiğli'nin genel yapısına dair değerlendirmelerde bulundu. Doğan, 'Çiğli'de belki Türkiye'nin ekonomik yapısından belki de tüm belediyelerin yaşadığı genel sıkıntılardan dolayı maalesef belirgin bir değişim göremedik. Bunun kişisel nedenlerle alakası olmadığını düşünüyorum. Gönül isterdi ki daha farklı projeler ve faaliyetler görebilseydik. Bizim asıl amacımız mevcut belediye başkanlarının performansını daha üst seviyelere taşımak,' dedi.
Kendilerine gelen destek üzerine yeniden aday adaylığı başvurusu yaptıklarını belirten Doğan, 'Dostlarımız, kanaat önderlerimiz ve siyasetten gelen büyüklerimizle yaptığımız görüşmeler sonucunda, 'Geçen dönem hazırladığınız projeler çok güzeldi, ekibiniz başarılıydı. Tekrar şansınızı denemenizde fayda var,' tavsiyesi üzerine tekrar aday adaylığı başvurusunda bulunduk. Şu anda sahada aktif bir şekilde çalışıyoruz ve performansımız iyi,' şeklinde konuştu." Oylarımızı arttırmamız gerekiyor "Mevcut hükümet için yerel seçimler büyük önem taşıyor. Çünkü yerel seçim sonuçları, hükümetin kararları doğrultusunda referandum yapılmasını etkileyebilir. Türkiye'nin temel değerleriyle ilgili detaya girmek istememekle birlikte, hükümetin yerel seçimlerin sonucuna göre referanduma gitme hazırlıkları bulunduğunu düşünüyoruz. Bu durum, onlar için moral ve motivasyon kaynağı olabilir. Ayrıca, kaybettikleri büyükşehirleri geri kazanmak için stratejiler geliştiriyorlar. Bu nedenle, mevcut belediyelerimizi korumalı ve büyükşehirlerimize, diğer il belediyelerimize, ilçe belediyelerimize yeni belediyeler eklemeliyiz. Bu şekilde, onların referanduma gitme düşüncesine engel olmamız gerekiyor.
Parti içindeki olası kırgınlıklara ve küskünlüklere rağmen, Cumhuriyet Halk Partisi'nin sağlam bir kurumsal kimliği var. Geçmişte yaşanan her şey geride kalmalı ve önümüze bakmalıyız. Siyasete başladığım zamanlarda değerli bir dostum, 'Siyasette ebedi dostluk olmaz, düşmanlık da olmamalı. Elimizdeki değerleri kaybetmeden sahada olmalıyız,' demişti. Bu cümleyi doğru buluyorum ve elimizdeki değerleri koruyarak sahalarda olmaya devam ediyorum." dedi. Yerel seçimin genel seçime etkisi nedir?
"Yerel seçimlerde gerçekten başarılı olacağımıza inanıyoruz. Belediye sayılarımız arttıktan sonra, AK Parti hükümetini tedirginliğe sevk edecektir. Türkiye'nin dinamik yapılarıyla ilgili olarak, 'Referanduma girer miyiz, girmez miyiz?' gibi sorular başlayacak ve bu durum kafalarda bir belirsizlik yaratacak. Bunun yanı sıra, bir iş adamı olarak inşaat sektöründen gelen biri olarak mali açıdan çok değişkenlik yaşanacağını düşünüyorum. Seçimlerden sonra Türkiye'nin ekonomisi üzerinde çok büyük değişimler olacağını düşünüyorum.
Bir örnek vermek gerekirse; Merkez Bankası'nın yöneticisi geçenlerde 'Ben İstanbul'da kira ödeyemiyorum, annemin yanına taşınıyorum' dedi. Bu sözler, ekonomideki güncel durumu net bir şekilde yansıtıyor. Bugün bir öğretmen 10 bin lirayla ailesini nasıl geçindirecek veya çocuklarını üniversiteye nasıl gönderecek? Önceden, bir öğretmen kredi çekip ev alabiliyordu, ancak şimdi müteahhitler daireleri ellerinde bekletiyor, kredi verilmiyor ve faiz oranları artıyor. Bu durum, ekonomik dengelerin bozulduğunu gösteriyor.
Hükümetin ihracata yönelmesi, ithalat ve ihracat dengelerinin iç piyasa dengelerini etkilediğini düşünüyorum. Bu durum, üretimi azaltıyor ve ekonomik krizin büyümesine sebep oluyor. Ülkenin ayağa kalkması için sanayiye daha fazla önem verilmeli ve ekonomik sistemin üretim üzerine odaklanması gerekiyor.
Bu seçimler, moral açısından büyük öneme sahip. Belediye sayılarımızı arttırarak, hükümetin gelecekle ilgili hatalarını daha sert bir şekilde eleştirebilecek, daha sert, solcu ve sosyalist bir kimlikle siyaset yapmalıyız." dedi.
Seçmen refleksini nasıl değerlendiriyorsunuz?
"Anadolu toplumu duygusal bir yapıya sahiptir. Bir işçi, evinde tenceresini kaynatamıyorsa veya bir esnaf dükkanını kapatarak iflas ediyorsa, bir ailenin çocuğu yurtdışına gitmek için çeşitli yollara başvuruyorsa, bu toplumda ciddi sorunlar yaşandığına işaret eder. Anadolu insanının haksızlığa tahammül etme lüksü yoktur. Bu durum, seçimlerde net bir şekilde yansımaktadır.
İstanbul Büyükşehir Belediye seçimlerinde kazandığımız bir seçimde, bize verilmedi. 15 bin farkı kabul etmediler ve sonrasında ortaya çıkan 800 bin fark, doğal bir ittifak yapısını gösterdi. Parti liderleri, Cumhuriyet Halk Partisi'nin önünü kesmeye çalışabilirler ancak insanlar tabandan gelen bir ittifak olduğunu görebiliyorlar. Diğer partilerin de bunu fark ettiğine inanıyorum. Hiçbir partiyi küçümsemiyorum, ancak şu özeleştiriyi yapmalıyız: Dünyanın en büyük 100 yıllık dört partisinden biriyiz. Bu tarihsel mirasa sığınmayı bırakmalıyız. Mustafa Kemal Atatürk, bu partiyi bize emanet ederken ülkenin lideriydi ve bu parti, ülkeye demokrasiyi ve seçimleri getiren bir hareketti. Bu nedenle iktidar olmamız gerekiyor. İktidar olamadığımız sürece, kurumsal kimliğimizden, cumhuriyetçi ve sosyal demokrat kimliğimizden bahsedebiliriz ama ileriye gidemeyiz.
Bu ön seçimde, seçmen analizlerini çok iyi yapmalıyız ve 'Nasıl olsa burası bizde' düşüncesiyle rahatlamamalıyız. Başarılı olacağımıza inanıyoruz ve ülkemiz için en doğru olanı yapmalıyız." dedi. Çiğlilere Çiğlili seçmenlere mesajınız;
"Çiğli'den aday adayı olduğuma çok mutluyum. Atansam da atanmasam da, partimiz tarafından Çiğli'nin hem sıcak hem de zorlu yapısını göz önünde bulundurarak bu kararı verdiğime inanıyorum. Bu ilgiyi alaka gördüğüm sürece doğru yolda olduğumu hissediyorum. Kim atanırsa atansın, partimizdeki diğer arkadaşlarımızın beni saygıyla karşılamasını ve sevmesini arzu ederim. Birlikte hareket etmek istiyoruz. Eğer atanırsam, diğer 22 aday adayını mutlaka çağırıp neler yapabileceğimizi konuşacağız. Her birinin kendine göre değerli ve güzel projeleri var. Ortaklaşa ve paylaşımcı bir yapıyla Türkiye'de örnek bir ilçe olabiliriz. Çiğli, böyle bir gelişmeye çok müsait bir ilçe. Siyaset ve belediyecilik zor alanlar, ancak sevdiğim bir söz vardır: 'Kolayı herkes yapar, önemli olan zoru başarmak.' Ben zoru başarmak için buradayım." dedi. CAN HABER-HATİCE ŞAHİNGÖZ
Kendilerine gelen destek üzerine yeniden aday adaylığı başvurusu yaptıklarını belirten Doğan, 'Dostlarımız, kanaat önderlerimiz ve siyasetten gelen büyüklerimizle yaptığımız görüşmeler sonucunda, 'Geçen dönem hazırladığınız projeler çok güzeldi, ekibiniz başarılıydı. Tekrar şansınızı denemenizde fayda var,' tavsiyesi üzerine tekrar aday adaylığı başvurusunda bulunduk. Şu anda sahada aktif bir şekilde çalışıyoruz ve performansımız iyi,' şeklinde konuştu." Oylarımızı arttırmamız gerekiyor "Mevcut hükümet için yerel seçimler büyük önem taşıyor. Çünkü yerel seçim sonuçları, hükümetin kararları doğrultusunda referandum yapılmasını etkileyebilir. Türkiye'nin temel değerleriyle ilgili detaya girmek istememekle birlikte, hükümetin yerel seçimlerin sonucuna göre referanduma gitme hazırlıkları bulunduğunu düşünüyoruz. Bu durum, onlar için moral ve motivasyon kaynağı olabilir. Ayrıca, kaybettikleri büyükşehirleri geri kazanmak için stratejiler geliştiriyorlar. Bu nedenle, mevcut belediyelerimizi korumalı ve büyükşehirlerimize, diğer il belediyelerimize, ilçe belediyelerimize yeni belediyeler eklemeliyiz. Bu şekilde, onların referanduma gitme düşüncesine engel olmamız gerekiyor.
Parti içindeki olası kırgınlıklara ve küskünlüklere rağmen, Cumhuriyet Halk Partisi'nin sağlam bir kurumsal kimliği var. Geçmişte yaşanan her şey geride kalmalı ve önümüze bakmalıyız. Siyasete başladığım zamanlarda değerli bir dostum, 'Siyasette ebedi dostluk olmaz, düşmanlık da olmamalı. Elimizdeki değerleri kaybetmeden sahada olmalıyız,' demişti. Bu cümleyi doğru buluyorum ve elimizdeki değerleri koruyarak sahalarda olmaya devam ediyorum." dedi. Yerel seçimin genel seçime etkisi nedir?
"Yerel seçimlerde gerçekten başarılı olacağımıza inanıyoruz. Belediye sayılarımız arttıktan sonra, AK Parti hükümetini tedirginliğe sevk edecektir. Türkiye'nin dinamik yapılarıyla ilgili olarak, 'Referanduma girer miyiz, girmez miyiz?' gibi sorular başlayacak ve bu durum kafalarda bir belirsizlik yaratacak. Bunun yanı sıra, bir iş adamı olarak inşaat sektöründen gelen biri olarak mali açıdan çok değişkenlik yaşanacağını düşünüyorum. Seçimlerden sonra Türkiye'nin ekonomisi üzerinde çok büyük değişimler olacağını düşünüyorum.
Bir örnek vermek gerekirse; Merkez Bankası'nın yöneticisi geçenlerde 'Ben İstanbul'da kira ödeyemiyorum, annemin yanına taşınıyorum' dedi. Bu sözler, ekonomideki güncel durumu net bir şekilde yansıtıyor. Bugün bir öğretmen 10 bin lirayla ailesini nasıl geçindirecek veya çocuklarını üniversiteye nasıl gönderecek? Önceden, bir öğretmen kredi çekip ev alabiliyordu, ancak şimdi müteahhitler daireleri ellerinde bekletiyor, kredi verilmiyor ve faiz oranları artıyor. Bu durum, ekonomik dengelerin bozulduğunu gösteriyor.
Hükümetin ihracata yönelmesi, ithalat ve ihracat dengelerinin iç piyasa dengelerini etkilediğini düşünüyorum. Bu durum, üretimi azaltıyor ve ekonomik krizin büyümesine sebep oluyor. Ülkenin ayağa kalkması için sanayiye daha fazla önem verilmeli ve ekonomik sistemin üretim üzerine odaklanması gerekiyor.
Bu seçimler, moral açısından büyük öneme sahip. Belediye sayılarımızı arttırarak, hükümetin gelecekle ilgili hatalarını daha sert bir şekilde eleştirebilecek, daha sert, solcu ve sosyalist bir kimlikle siyaset yapmalıyız." dedi.
Seçmen refleksini nasıl değerlendiriyorsunuz?
"Anadolu toplumu duygusal bir yapıya sahiptir. Bir işçi, evinde tenceresini kaynatamıyorsa veya bir esnaf dükkanını kapatarak iflas ediyorsa, bir ailenin çocuğu yurtdışına gitmek için çeşitli yollara başvuruyorsa, bu toplumda ciddi sorunlar yaşandığına işaret eder. Anadolu insanının haksızlığa tahammül etme lüksü yoktur. Bu durum, seçimlerde net bir şekilde yansımaktadır.
İstanbul Büyükşehir Belediye seçimlerinde kazandığımız bir seçimde, bize verilmedi. 15 bin farkı kabul etmediler ve sonrasında ortaya çıkan 800 bin fark, doğal bir ittifak yapısını gösterdi. Parti liderleri, Cumhuriyet Halk Partisi'nin önünü kesmeye çalışabilirler ancak insanlar tabandan gelen bir ittifak olduğunu görebiliyorlar. Diğer partilerin de bunu fark ettiğine inanıyorum. Hiçbir partiyi küçümsemiyorum, ancak şu özeleştiriyi yapmalıyız: Dünyanın en büyük 100 yıllık dört partisinden biriyiz. Bu tarihsel mirasa sığınmayı bırakmalıyız. Mustafa Kemal Atatürk, bu partiyi bize emanet ederken ülkenin lideriydi ve bu parti, ülkeye demokrasiyi ve seçimleri getiren bir hareketti. Bu nedenle iktidar olmamız gerekiyor. İktidar olamadığımız sürece, kurumsal kimliğimizden, cumhuriyetçi ve sosyal demokrat kimliğimizden bahsedebiliriz ama ileriye gidemeyiz.
Bu ön seçimde, seçmen analizlerini çok iyi yapmalıyız ve 'Nasıl olsa burası bizde' düşüncesiyle rahatlamamalıyız. Başarılı olacağımıza inanıyoruz ve ülkemiz için en doğru olanı yapmalıyız." dedi. Çiğlilere Çiğlili seçmenlere mesajınız;
"Çiğli'den aday adayı olduğuma çok mutluyum. Atansam da atanmasam da, partimiz tarafından Çiğli'nin hem sıcak hem de zorlu yapısını göz önünde bulundurarak bu kararı verdiğime inanıyorum. Bu ilgiyi alaka gördüğüm sürece doğru yolda olduğumu hissediyorum. Kim atanırsa atansın, partimizdeki diğer arkadaşlarımızın beni saygıyla karşılamasını ve sevmesini arzu ederim. Birlikte hareket etmek istiyoruz. Eğer atanırsam, diğer 22 aday adayını mutlaka çağırıp neler yapabileceğimizi konuşacağız. Her birinin kendine göre değerli ve güzel projeleri var. Ortaklaşa ve paylaşımcı bir yapıyla Türkiye'de örnek bir ilçe olabiliriz. Çiğli, böyle bir gelişmeye çok müsait bir ilçe. Siyaset ve belediyecilik zor alanlar, ancak sevdiğim bir söz vardır: 'Kolayı herkes yapar, önemli olan zoru başarmak.' Ben zoru başarmak için buradayım." dedi. CAN HABER-HATİCE ŞAHİNGÖZ