Prof. Dr. Sultan Kavilli Arap’ın konuşmacı olarak katıldığı söyleşide Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, “Toplumsal direnç, toplumsal bakış açısıyla, bir arada durmayı başaranlarla, aynı sözde olmasa bile farklı cümlelerle uzlaşabilenlerle oluyor” dedi.
Kent konseyleri, katılımcılık ve yerel yönetim kavramlarının konuşulduğu söyleşinin açılış konuşması Selçuk Kent Konseyi Başkanı Güllü Kartal tarafından yapıldı. Kadınlara, çocuklara ve hayvanlara yönelik son yıllarda giderek artan şiddete dikkat çeken Güllü Kartal “Kent Konseyleri olarak sivil toplum örgütleri ile birlikte bu vahşi saldırılara karşı durmak zorundayız. Kentimizi, insanımızı, doğamızı korumak için tüm bileşenlerimizle yol almak zorundayız. Kent konseyleri bileşenleriyle güçlüdür, sesimizin daha çok duyulması için birlikte hareket etmeliyiz” dedi.
KENT KONSEYLERİ EN BAŞARILI KATILIMCILIK UNSURLARIDIR
Katılımcılığın sağlanması açısından kent konseylerinin işlevine değinen Prof. Dr. Sultan Kavilli Arap; “Katılım paylaşmaktır diyoruz. Neyi paylaşmaktır katılım? Burada sadece kararı paylaşmaktan bahsetmiyorum. Kararı da paylaşacağız, kenti de paylaşacağız, ortaya çıkan yükü paylaşacağız. Olumlu, olumsuz sonuçları paylaşacağız. Aslında şu soruya cevap vermemiz lazım. Biz kent konseylerini nasıl katılımcı yapabiliriz? Kent konseylerini katılımcı yapabilmeyi konuşabilmemiz için de kent konseylerinin mevcut yapılarını konuşabilmemiz lazım. Bizim katılımcılık için kent konseylerini nasıl güçlendirebileceğimize dair bir yol haritası çıkarmamız lazım. Çünkü katılımcılık açısından elimizdeki en başarılı unsur kent konseyleridir” dedi.
TOPLUMSAL DİRENÇ BİR ARADA DURMAYI BAŞARABİLENLERLE OLUYOR
Söyleşide konuşan Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, üç yıl önce Selçuk Kent Konseyi tarafından yürütülen “Efes Bizimdir” direnişinin kent konseylerinin katılımcılık işlevini anlatma açısından önemli bir örnek olduğuna değinerek; “Bu kent kavga edilmeye değecek bir kent. Belediye Başkanı herkesle ve her şeyle kavga edemez. Bundan 3 yıl kadar önce Efes alt kapı otoparkı ve 53 esnafın dükkanları ellerinden alınacaktı. Bu aslında toplumsal bir problemdir. Sadece belediyenin problemi olarak algılamak çok doğru değil. Çünkü mevcut olan ekonomik döngünün hepsinin sağlandığı bir yerden bahsediyoruz. Öncelikle bundan zarar görenlerin birbirini örgütlemesi, sonrasında tek tek ilgili mercilerin kapılarını çalması gerekir. O yüzden bizim ihtiyacımız olan şey o toplumsal eylemi bütünleştirmektir” dedi.
JES’LERE KARŞI DİRENİŞ ÇAĞRISI