Programda, çalışma şartlarının psikolojik etkilerinden, mobbing kurullarının önemine ve işleyişine, zabıta memurlarının devlet memuru statüsünden, toplu sözleşmelerdeki mali sıkıntılara, seyyanen zam konusundaki emekçi haklarına, görevde yükselme sınavlarından ve banka promosyonlarından bahsedildi. Programda dile getirilen konular, emekçilerin haklarının korunması ve iyileştirilmesi için yapılan çalışmaları ve sendika faaliyetlerinin önemini vurguladı. Tümyerel-Sen 2 Nolu Şube Başkanı Ali Balık, Halkın Sesi Can Radyo'da Deniz Kafalı Kaya ile Şiraze Programı'nda yaptığı konuşmada şunları söyledi:Tüm Yerel Sen, 9 Eylül 2013 yılında kurulmuş bir sendikadır. KESK ve Tümbel-Sen'den ayrılma bir sendikadır; kuruluş aşaması KESK ve Tümbel-sen içerisinde yer alan bir yapıyı değiştiremediği için arkadaşlarımız, Atatürkçü, Cumhuriyetçi, ulusal bütünlüğü savunan genç ve emekçi arkadaşlarımız, bu sendikayı 9 Eylül 2013 yılında Ankara'da kurmuşlardır. Önceliğimiz ulusumuzun bölünmez bütünlüğü, vatan, emek ve cumhuriyet ilkeleriyle kurulmuş bir sendikadır. Atatürk'ün ışığında kurulmuş, tüzüğümüzde dahi Atatürk ilke ve inkılapları yer almaktadır. Öncelikle Tüm Yerel Sen'in kuruluş amacı budur. Sendikal tarihe baktığımızda, ILO sözleşmelerine dayalı 4688 sayılı kamu sendikaları kanunu bizim rehberimizdir. Bu sözleşme, 17 Haziran 1948 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin onayıyla Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından hazırlanan ve 87 maddesine göre sendika özgürlüğü ve sendikalaşmanın korunması olarak garanti altına alınmıştır. Meclisimiz de bunu onaylamıştır. Tabii ki, 2001 yılında 4688 sayılı yasa ancak mücadele edilerek çıkarılabildi. Bu süreçte emeği geçen, mücadele eden tüm büyüklerimize teşekkürlerimizi iletiyoruz. 2001 yılında bu 4688 sayılı yasa çıkarılmış ama bu toplu sözleşmelerin önü öyle hemen açılamamış, mücadeleler devam etmiş, büyük emek var, memurların hakları ve mücadelelerinde bedel ödeyenler var. Bunları da saygıyla, bu bayrağı da alarak ileriye taşıyacağız. Yetkili Belediyeler ve Foça Belediyesi'nde ki Maaş ProblemiYetkili olduğumuz belediyeler 9 tane belediyemiz var. Dikili Belediyesi, Foça Belediyesi, Menemen Belediyesi, Çiğli Belediyesi, Konak Belediyesi (en çok üyemizin olduğu belediye, aynı zamanda metropolde en büyük belediyemiz), Buca Belediyesi, Gaziemir Belediyesi, Balçova ve Narlıdere belediyeleri olmak üzere toplamda 9 yetkili olduğumuz belediye var. Neredeyse hemen hemen tüm ilçelere hakimiz, fakat 18 ilçe belediyesinde de örgütlü olduğumuz yetkili olamadığımız belediyeler var. Nisanın 5'ine kadar yetki süreci var, Mayıs 15'te yetki sayımları yapılıyor. Kısmetse, Bornova, Bayraklı ve Karşıyaka belediyelerinde de yetkiyi almak üzereyiz, bunun mücadelesini arkadaşlarımız veriyor. Umuyorum ki şimdi Foça Belediyesi'nde yetkiliyi dediniz, baktığımızda Foça Belediyesi'nde Türkiye'de bir ilk yaşandı. Aslında, Foça Belediyesi çalışanları ilk kez ana maaşlarını alamadılar. Türkiye'de ilk kez, şahsım adına ben ilk defa böyle bir şeye rastladım. Hatta şaşkınlıkla gittim, bizim bu ana maaşın devlet memurlarının maaşının üstüne sosyal denge tazminatı aldığımız paralar bazı belediyelerin bütçelerinde meydana gelen aksamalar nedeniyle birkaç ay aksadığı süreçleri yaşıyoruz. Bunun doğru olmasa da yaşanıyoruz. Yani sonuçta bütçeyle alakalı, ama İller Bankası'ndan parası gelen devlet memurunun ayın 15'inde maaşının yatmaması ben ve ekibim ilk defa rastladık. Tabii Foça Belediyesi'nde. Biz bunu duyduktan sonra, sizler gibi şaşkınlıkla hemen teyit ettik ve devlet memurlarına ayın 15'inde hiç para yatırılmadığını öğrendik. Hemen hızlı bir şekilde reaksiyon gösterip Foça Belediyesi'ne doğru yola çıktığımızda orada, tabii maaş şefi dediğimiz insan kaynakları ve mali hizmetler müdürleri ile yaptığımız görüşmede, belediyenin bütçesinin kötü durumda olduğunu, işçilere 23 aydır şirket personeli işçilere para ödenemeyecek, işçilere para yatırdıklarını, krediye kesilen para, işçilere yatırılan 2 aylık para ile beraber İller Bankası'ndan gelen paranın bittiğini, memura paranın kalmadığını söylediler. Biz de dedik ki, 'Böyle bir şey olamaz.' 657 sayılı devlet memurları kanuna göre memurun maaşı ayın 15'inde yatırılır, yatırılması zorunludur. Şirket personel işçi arkadaşlarımızın da maaşları şöyle der: kanun, belediye personeline maaşları yatırılır, ondan sonra hizmete ve işçi maaşları yatırılır şeklinde. Belediye personeline de memurlar kanunen memurlar ve kadrolu işçiler girer. Bunun dışındaki işçi personel hizmet alımı geçer, şirket personeli sayılır. Bunlar şirket personeline maaşı önceden yatırdığı için bir kanuna doğru olmayan bir durum yaşanmış. Tabii biz yazılı olarak hemen hukuki olarak bunu insan kaynakları ve Mali Hizmetler müdürlüğüne başkanlığa verdik. Tabii doğru yapmadıklarını kabul ettiler. Hemen para buldular. İki gün sonra belediye memurlarının paraları maaşları hesaplarına yattı. Bu da sendikaların örgütlü mücadelenin hızlı iletişimin memur için ne kadar önemli olduğunu tekrar ortaya koydu. Olayı da çözmüş olduk, kesin inşallah bir daha yaşanmaz. Onlar da bu durumu bir daha yapmayacakları sözünü verdi." Ali Balık ayrıca, "Zimmet affı" sürecinden de bahsetti ve şunları ekledi:"Şube başkanımız Ömer Eşki ile beraber yönetim kurulu toplantımızda, 'Günü kurtarma sendikacılığı yapmayalım, biz bu memura ne yapabiliriz? Toplu sözleşme imzalamak da marifet yok, bu toplu sözleşmelerden doğan zimmeti nasıl çözeriz diye kafa yorduk. Yapılacak tek şey vardı. Meis boyutunda milletvekilleriyle her partiden görüşerek bu süreci tamamlama çalışmasına girdik. Zimmet nedir, önce ondan bahsedeyim size. Sosyal denge tazminatı, bizim bu 4688 sayılı yasada ve toplu iç sözleşmesinde, hükümetle yapılan toplu sözleşmelerinde yasal üst sınırımız var. Belediye başkanlarıyla oturup pazarlık yaptığımızda 7300 lira gibi bir tavan sınır var. Evet, fakat biz İzmir genelinde yetkili olduğumuz belediyelerde bu tavan sınırı kaldırabilmek için aşıyoruz. Ortalama 20.000 liralarda hatta Türkiye rekorları kıran sözleşmeler imzalıyoruz. Belediye başkanlarımızla olan iyi ilişkilerimiz ve emekten emekçiden yana olan belediye başkanlarımız, çalışanın refahını yükseltmeye çalışan belediye başkanlarımız bu sözleşmelere imza atıyor. Tabii bu yasal üst sınırında 7300 lira olması sebebiyle buradan çıkan sayı denetimlerinde bir zimmet çıkıyor. Bu zimmetin geri ödemesi memurlara rücu ediliyor, geri ödeme olarak. Bizim bu sorunu çözmemiz için her belediyede hemen hemen zimmet temiz vardı. Meclis boyutunda hızlı bir görüşme trafiğine girdik. O günün hükümeti ile Cumhuriyet Halk Partili milletvekillerimizle görüştük, bir kanun taslağı hazırladık. Sendika olarak, sendika avukatlarımız da bu işin içindeydi. Başta hükümete yakın olan Bir Sen diye bir yetkili sendika var. Toplu sözleşme masasına oturan. Bunlar bizim taslağımızı kabul ettirmediler, çünkü hükümete yakın sendikanın toplu sözleşmelerde yasa sınırını aşan bir toplu sözleşmesi olmadığı için bizim de İzmir genelinde ve çoğu belediyelerimizde bu sınırlar aşıldığı için üyelerine bu işi anlatamayacaklarını düşündüler ve bizim kanun teklifini geçirtmek için bir mücadele içerisine girdik. Meclis tatile girdi, ikinci bir mücadele sonucunda biz bu işi başardık ve zimmetleri Türkiye'de ilk defa affa uğrattık. Çok güzel. Geriye dönük tabii biz bunu yeterli görmüyoruz, geriye dönük zimmetler aff oldu ama tavan üst sınırı halen bizim toplu sözleşmelerimizde büyük bir engel. Özgür toplu sözleşme yapmak istiyoruz. 7300 lira e sınırın kaldırılması talebimiz devam ediyor. Bu konuyla ilgili de çalışmalarımız sürüyor. Zabıta Memurlarının Çalışma Koşulları ve Sendikal FaaliyetlerBen bu arada Konak Belediyesi'nde zabıta Müdürlüğünde zabıta memuru olarak görev yapıyorum. Tabii, şube başkanı olduktan sonra biraz sendikal faaliyetlere yöneldik ama belediyedeki görevim zabıta memurudur. Zabıtaların birçok sorununu yaşayan biri olarak elimden gelen gayretle bunların çözümü için var gücümüzde mücadelemizi yapacağız. Gerçekten fedakarlıkla çalışıyorlar, sahada seyyar ile muhatap oluyorlar, karşılarında ekmeğini elden aldıkları adamlardan şiddet görüyorlar, avukatlık desteği alamıyorlar, yani birçok sorunları var. İki gün izin de bunlardan biri, çok zor şartlarda çalışmalarına rağmen zabıta memurları haftada bir gün izin yapıyorlar. 48 saate kadar yönetmelik gereği 48 saate kadar çalıştırılır diyor ama zabıta memurları sürekli 48 saate kadar çalıştırılıyor. Hatta bazı belediyelerde üzülerek söylüyorum, 48 saatin üstünde çalıştırılan zabıtalar var. Evet, örneğin Menemen belediyesinde yoğunluktan kaynaklı personel eksikliğinden kaynaklı 72 saatleri bulan çalışmalar, günlük 14 saatleri 16 saatleri bulan çalışmalara rastladık. Tabii müdahale ettik, zabıtanın görevi olmayan görevler yükleniyor. Bunlar da önemli. Zabıtanın iki gün izniyle alakalı, biz idari mahkemeye dilekçe verdik, anayasanın 57. ve 51. maddesi dinlenme hakkına göre anayasal haktır, dinlenmek durumundadır her Türk vatandaşı, her çalışan. Tabii ki zabıta memurları dinlenememek, yoğun çalışmaktadır. Yani, 48 saat zorunluluğu maktum mesai almasından kaynaklı fazla mesai. Normalde 657 sayılık devlet memurları kanununa göre 40 saattir memurun çalışma saati, zabıta maktum mesai alıyor, 48 saat çalışma zorunluluğu vardır diye bir algı var. Bu bir yanlıştır, bunun burada altını çizerek söylüyorum, zabıta 42 saatte çalışsa, 45 saatte çalışsa maktum mesaisini hak eder. O görevi icabı 7/24 görev yaptığı için ve üniforma giydiği için ona verilen elindeki bir paradır, bunu da çözeceğiz. Bununla ilgili yasal müracaatlarımız var. İki günle alakalı da sonuna geldik, idari mahkemenin sonucunu bekliyoruz. İki gün olayını da çözdükten sonra zabıtanın büyük bir sorununu ortadan kaldırmış olacağız.
Tabandan Örgütlenme ve 3600 Ek Gösterge MücadelesiŞimdi biz görevi devraldıktan sonra belediyenin en ücra biriminde çalışan arkadaşıma kadar elini sıktım, çayını içtim, çok güzel bir şekilde devam edeceğim. Zaten yeni olmayan bir şube başkanı üyenin derdini sıkıntısını anlayamaz. Ben onlarla ne kadar vakit geçirirsem, onların sıkıntılarını çözmek adına daha faydalı olurum diye düşünüyorum.Tabandan örgütlenme modeliyle gitmek lazım bu tür faaliyetlerde. Bu görevi devraldık. Biz bunu bu şekilde tabandan yaparsak daha örgütlü mücadele olur, ama üst taraftan örgütlenme yaparsak geçici olur. Yani her zaman asıl sahibi buraların memurlarıdır, emekçilerdir.Şimdi 3600 ek gösterge gerçekten büyük bir adaletsizlik. 2023 genel seçimlerinden önce Sayın Cumhurbaşkanımız 3600 ek göstergenin tüm memurlara verileceği konusunda birçok yerde söylemde bulundu. Fakat seçimler geçtikten sonra bu vaadini gerçekleştirmediği sürdüreceğim takipçisi olacağımız bir konu. Sayın Cumhurbaşkanıma, hükümet yetkililerine, milletvekillerine, muhalefet partilerine buradan sesimizi duyurmak istiyoruz. Biz 3600 ek göstergenin tüm memurlara eşit bir şekilde verilmesini istiyoruz. Biz polise verilmiş, askere verilmiş, öğretmene verilmiş. Biz işin burasında değiliz, onlar da devletin memuru, belediye memurları da devletin memuru, diğer memurlar da devletin memuru. Biz bu adaletin bir an önce sağlanmasını istiyoruz. Onun için bütün mücadelemizi bu konuda sürdüreceğiz, gerekirse alanlarda örgütlenip hükümete sözünü tutmasına hatırlatacağız, evet.3600 ek gösterge konusu tam seçim önü aslında sürekli gündemde olması gereken bir konu. Ulusal basında, yerel basında, alanlarda, genel merkezimiz meclis boyutunda milletvekilleriyle sürekli bu konuyu görüşüp gündemde tutuyorlar, sıkı takipçisiyiz yani üyelerimiz. Hiç merak etmesin, bunu da başaracağız hep beraber. Çalışma Şartlarının Psikolojik EtkileriÖzel hayatınızdan, aile hayatınızdan, sosyal yaşantınızdan belki sağlığınızdan, fiziğinizden birçok ödün veriyorsunuz, dinlenme hakkınız bile yok kesinlikle. Bu zaten özellikle zabıta memurlarının en büyük sorunu. Bu sorun çözüldükten sonra zaten birçok sorun var. İşte zabıtanın çalışma şartlarının iyileştirilmesi ile alakalı bunlarla da ilgili adım adım ama önceliğimiz zabıtayı dinlendirmek lazım, ailesine vakit ayırmasını sağlamamız lazım, psikolojik rahatlamasını sağlamamız lazım. Bu iş verimini de düşürüyor, bu sefer vatandaşa da yansıyor, bu gerginlik. Bu sorunu çözdükten sonra diğer sorunları zaten el birliğiyle çözebiliriz.Bu dinlenmeme durumu aslında insanın agresif olmasına da yol açıyor, psikolojik rahatsızlıklara da yol açar. Yani uykusuz bir insanın iki gün boyunca dinlenmeden sürekli alanlarda olması ya da çok az dinleniyor kalitesiz bir hayat evde de sıkıntıları beraberinde getiriyor ve dolayısıyla insanın psikolojik durumunu da etkiliyor. Genel düzeni sağladığı için bazıları tarafından sert tepkiler de görüyor, vatandaş tarafından. Bu da onu zaten daha da gergin yaparsa vatandaşa karşı da sert tepkiler vermeye sevk edebilir. O yüzden biz her zaman zabıtanın haklarının iyileştirilmesi için elimizden geleni yapacağız. Mobbing Kurullarının Önemi ve İşleyişiBir de iş içerisinde, aynı bina içerisinde uğranan mobbing de var. Bunları da zaman zaman duyuyoruz.Birim amirleri ve yetkili kişiler, ne kadar mobbing yaptıklarını kabul etmeseler de, mobbinge uğrayan personellerimizin her zaman hukuki olarak sendika avukatlarımız ve bizler her zaman yanında oluyoruz. Ama ne yazık ki, mobbing dünyada 1960 yılında yasalaşmıştır ve eksikliklerimiz vardır. Biz tüm yerel sendika olarak özellikle 2 No'lu şube olarak toplu sözleşmelerimizde hepsine belediyelerimizde mobbing kurulunun kurulması ile ilgili madde koyduk. Bir sendika görevlimiz, bir iş yeri temsilcimiz, yönetimin başkan yardımcısı olur, belirlediği hukuk işlerinden avukatlar olur. Biz bu kurulu kurup mobbinge uğradığını düşünen, iddia eden personelimiz, üyemiz orada mobin kuruluna müracaat edecek, araştırılacak, konu bir şekilde çözüm üretilecek. Biz bu konuda bütün sözleşmelerimize bu maddeye ekledik ve kurulları kurduk. Mobbing kurulların kurulması ile ilgili maddeye ekledik Bir psikolog, bir sosyolog mutlaka olması gerekiyor belediyelerde. Belediyelerde psikolog yok ama sosyologlarımız var, çoğu belediyemizde. Yani biz psikolog da ama şu an kadroda psikolog olarak görev yapan personel olmadığı için belediyelerde o ikinci safhada artık. Biz ilk kurulda değerlendirilip o yöntemine de başvurulabilir, ilave önlem alınabilir. Zabıta memuru devlet memurudur!Menemen Belediyesi'nde zabıta memurlarının büyük sorunları vardı, bunların büyük kısmını hallettik. Ancak bir kısmını hala mücadelemizi sürdürüyoruz. Zabıta memuru devlet memurudur, devlet memuru yönetmelikle belirlenmiş görevleri vardır. Asli görevlerinin dışında zabıta memuruna orada ek olarak Belediye'nin yaptığı bir çalışma var. Bizim zabıta memurlarımız oraya yola dikerek, karayolu üzerine trafik yönlendirmesi ve hatta bayrakla trafiği yönlendirmesiyle ilgili bayrak sallatmışlar. Tabii biz bunu duyar duymaz yine ani bir reaksiyonla Menemen Belediyesi'ne gittik. Zabıta memurlarına karayollarında böyle bir görev verilemeyeceğini idareye anlattık, zabıta müdürüne izah ettik. Olası bir iş güvenliği yok, herhangi bir şey yok, karayolunda herhangi bir araç freni patlasa zabıta memurumuz Allah muhafaza zarar verse zararı ailesinden çok bizler uğraşırız, yanlış yapıyorsunuz dedik. Tabii bu konuyu bitirdik ama ne yazık ki orada hala görevler verilip böyle ekstra yük taşıtmak takipçisi tüm yasal olarak biz olacağız. Diğer konuları çözdüğümüz gibi bunları da çözeceğiz.
Toplu Sözleşmeler ve Mali Sıkıntılar Yaklaşık 3 yıldır Çiğli Belediyesi'nde yetkili sendikayı çok güzel toplu sözleşmeler imzaladık. Utku başkanımla, benden önceki şube başkanım Ömer Eşki başkanım, 3,5-4.000 liralık, o günün şartlarında, toplu sözleşmesini 10.000 lira bandına çıkardı. Hiçbir sorun olmadan düzenli bir şekilde geçtiğimiz yıl paralarını aldılar. Bu dönem %49.5 enflasyon farkını yaptığımız idareyle, belediye başkanıyla yaptığımız görüşmeler neticesinde uyguladık ve 10.000 liralık sosyal denge 15.000 lira civarında bir para oldu. İlk ay, Ocak ayında toplu sözleşmeden kaynaklı parayı ve farkları aldık. Ondan sonra belediyenin mali sıkıntısı ve adaylaşma sürecindeki İller Bankası'ndan gelen paranın kesintili olarak gelmesinden kaynaklı belediyede işçi arkadaşlarımız, emekçi arkadaşlarımız ve memurların sosyal dengesi aksamaya başladı. Çiğli Belediyesi'nde tabii ki, biz sürekli irtibatta kaldık. Belediye başkanıyla yaptığımız görüşmelerde, kendisinin de seçim önü böyle bir problem yaşamak istemediğini, ilk fırsatta bu paraları ödeyeceğini bize dile getirdi. İyi niyetle, kesinlikle hak kaybı yok, emanete alınmış bir para, geriye dönük bütün haklarını alacaklar bu konuda Utku başkanım hala son güne kadar mücadelesini vereceğini söyledi. Tabii biz yeni olabilecek başkanlarla da görüşüyoruz, sendikamıza ziyarete geliyorlar. Parti gözetmeksizin kabul ediyoruz, gelen Çiğli'deki başkan adaylarına bu durumu söylediğimizde, gelir gelmez geriye dönükleri de öderiz. Bir yolunu buluruz, bu sorunu ortadan kaldırırız dediler. Biz tabii bir an önce olmasını istiyoruz, seçim önü olması sebebiyle de herhangi bir eylemde bulunmadık, sendika olarak doğru bulmadık. Çünkü zarar ver, seçim sürecine zarar vermek istemiyoruz. Takdir ederseniz ki, biz belediye memurları herhangi bir siyasi şeyin arka bahçesi değiliz, partinin. Tabii ki hiçbir belediye başkanını da biz emekçinin yanında dururuz, emekçinin burada bir hak kaybı var, var gücümüzle mücadele ederiz. Ama çalıştığımız kuruma bu süreçte zarar vermemek adına sonuçta biz orada yeni gelen başkanla da toplu sözleşme masasına oturacağız, memura hak ve menfaat temin edeceğiz, ondan talep edeceğiz. Bu süreci bu şekilde yürütüp yeni gelen başkanımızla artık hangi partiden ve kim olursa, bu olayı bir an önce ödemesini ve memura daha iyi sosyal haklar tanımasını sağlayacağız.Şu an söz vermek istemiyorum çünkü verdiğim sözleri yerine getiremediğimde sendika başkanı olarak Çiğli memurlarını ve üyelerimi mahcup etmek istemem. Tabii ki sürekli olarak bu konuda görüşmeler yapıyor ve ödemelerin hızlı bir şekilde yapılması için çaba sarf ediyorum. Seçimden sonra gelecek olan başkanlarla bu süreci yöneteceğiz, direkt toplu sözleşme masasına oturup geriye dönük ödemelerin hızlı bir şekilde alınmasını sağlayacağız. Sürekli olarak bu şekilde devam edecek, belediye başkanları imzaladıkları toplu sözleşmenin arkasında durmadıklarında seçimlerden sonra biz emekçilerimizin hakkını her türlü savunuruz, gereğini yaparız, eyleme de dökeriz, karşılarında da dururuz. Yani bu konuda üyelerimizin hiçbir kuşkusu olmasın.2 aydır alınmıyor. Önümüzdeki ay böyle bir sorun yaşamayız, olmaz. Umuyorum ki yeni gelen başkan adaylarının da önceliklerinin memur ve işçi maaşlarını ödemeye yönelik olduğunu düşünüyorum, çünkü memur ve işçi maaşını alamadığı zaman mutlu çalışamıyor, mutsuz oluyor, yani evine gelir giremiyor. Bu ekonomik şartlarda tabii ki herkesin borcu var, herkesin kredisi var, kendine göre yaşam tarzı var, bunun bir an önce giderilmesi için mücadelemizi yapacağız. Tabii ki sadece Çiğli değil, bu arada, diğer belediyelerimiz de bu sorunu yaşıyoruz, genel bir sıkıntı var, umarım bir an önce çözülür. Seyyanen Zam ÜzerineBu arada Bornova Belediyesi'nde de Yetkili Sendika değildik, orada da Yetkili Sendika olma yolunda bayağı bir öne geçtik. Eee kıyma olmuş 500 Lira, tabii akaryakıt olmuş litresi 45 lira, bir ayakkabı almaya gidiyorsunuz, bir yemek yemeye gidiyorsunuz, uç fiyatlar artık. Yani bir devlet memurunun geçinmesi imkansız, devlet memurları gerçekten aç. Hükümet bir an önce devlet memurlarının taban maaşını iyileştirmesi gerekiyor. Bunu da geçtiğimiz günlerde seyyanen zam vererek 8.500 lira civarında bir seyyanen zam verdi. Seyyanen zamın memura emekliye hiçbir faydası yok, o verilen para sadece maaşa ekleniyor, kesinti listesine eklenmiyor ve emeklilikteki paranızı etkilemiyor. Bizim mücadelemiz bu yönde, memura verilen seyyanen zammın kök maaşa eklenerek kesinti listesini ona göre yapıp emekli parasına yansıtılması için mücadelemizi vereceğiz. Çünkü emekli olunca çok düşük paralar alıyor, bir emekli memur bugün 14-15.000 lira paralar alıyor, asgari ücretin altında, maalesef, yani geçinilmesi imkansız. Biz 3600 ek göstergeyle bu seyyanen zamı ilave edip memur maaşlarının emekli maaşlarının yükseltilmesi için var gücümüzle mücadele edeceğiz.Hepsiyle ortak görüşmelerimiz oluyor, sürekli irtibat halindeyiz. Yani bir şube başkanı gibi değil, temsilci gibi çalışmak istiyoruz, bütün yönetim kurulundaki arkadaşlarım da en az ben kadar hakim, iyi bir ekibimiz var. Emekçinin hakkı ödenmezse gereğini yaparız!Tazminatı, bütün bu maaşın üstüne toplu sözleşmeyle almış olduğumuz haklarımız diyelim. Tabii bu Çiğli'deki durumu, Balçova memurları yaklaşık 3-4 aydır yaşıyor. Oranın belediye başkanı Fatma başkanımızla defalarca görüştüğümüzde, bütçenin el vermediğini, ana maaşı yatırabilir atlarını da emanete aldığını geriye dönük olarak yatırabileceğim işçi maaşlarını da yatıramadım her seferinde söyledi. Tabii bu süreçte belli bir taahhütler verildi, yani kaynak bulabileceklerini söylediler. Seçim öncesi herhangi bir memura borcumuz olmadan görevi y arkadaşımıza devredelim diyerekten bizlere söylemlerde bulundular. E tabii biz bu süreçte sürekli takipçisi olduk, konunun günümüzde 5 gün kaldı seçime hala Balçova Belediyesi'nin sosyal denge tazminatları yatmadı, bir huzursuzluk var, memurlar 3 aydır sosyal dengesini Balçova'da da alamıyor, az önce de bahsettiğim gibi aynı konu. Umarım bu mali sıkıntı bir an önce biter, yeni gelen başkanlar hangi partiden olursa olsun önce emekçinin hakkını düzenli bir şekilde öder. Ondan sonra diğer giderlerini karşılar. Umudumuz bu yönde, eğer tabii dediğim gibiEmekçinin hakkını ödememeye devam ederse, biz yeni gelen başkanların da karşısında duracak, eyleme dökeceğiz, gerekirse evet, eylem yaparız, hep birlikte iş sürecine kurumlara zarar vermemek adına iyi niyetle yürütmeye çalıştık. Toplu sözleşmelerimiz de bu şekilde yapıyoruz, ama bir yerde de artık emekçinin hakkını her türlü tepkimizi koyup koruyacağız. Görevde Yükselme Sınavları ve Banka PromosyonlarıÇok büyük bir sıkıntı var, yerel yönetimlerde görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavı yıllardır açılmıyor. Örneğin, Konak Belediyesi'nde merkez ilçe ve belediyecilikte gerçekten en önemli belediyelerden biridir, belediyeciliğin okuludur. Kurumsal denge değişikliği sınavı açılmıyor, nedir bu görevde yükselme amir, şef, müdürlük sınavları açılmadığı için oraya atanan kişiler başkanlık oluruyla atanmaktadır. Asıl bu görevi gerçekten bilgi birikimi, kendini yetiştirmiş personelin sınavla gelmesi gerekirken, başkanlarımızın belirlediği kişilerce atamalar yapılmaktadır. Bu da belediyelerde gerçekten işinin ehli, işini düzgün yapan, kendini yıllarca o meslekte geliştirmiş kişilerin önünü kapattığı için bir hayal kırıklığına yol açmakta. En büyük sıkıntı ve dileklerini söyleyen kişiler, bu konuda bize iletiyorlar. Bunun mücadelesini sadece belediye başkanlarıyla değil, meclis boyutunda düzenlemeyle de yapacağız, norm kadroya göre çift yıllarda veya her sene sınav açılmasıyla ilgili kanun teklifini verdik, yakından takipçisiyiz, çeşitli partilerin milletvekilleriyle, hükümetin genel başkan yardımcılarıyla görüşüyoruz. Kısmetse, onu da çözüme kavuşturacağız, önemli bir sorundur, düzenlenmesi gereken bir sorundur. Buradan tekrar hatırlatmış olalım, belki bu konuda da yine Türkiye'de bir ilki gerçekleştireceksiniz sendika olarak, tabii ki, yani bir düzenli bir çerçevenin içine sığdırılır. Herkes ona göre çalışır, ona göre hedef koyar, ona göre de liyakatli kişiler işi bilen kişiler görevin başına gelir. Evet, belediyelerdeki banka promosyonundan da bahsedelim, banka promosyonu aslında sendika olarak sendikaların görevi değil, biz sendikalar promosyon konusunda gözlemci olarak katılıyoruz. Banka promosyonları belediyelerle, yani kurumla banka arasında yapılan bir sözleşme, fakat çoğu belediyemizde geçen yıl promosyon rüzgarının olduğu dönemde biz devlet memurları da çoğu bankadan promosyon aldık. Bir sene bir buçuk sene oldu, fakat o gün aldığımızda maaşlarımız 3.500 liralar bandındaydı, bizlerin sosyal denge tazminatlarının yüksek imzalaması bu maaşlar iki katına çıktı, alım gücünün de çok fazla bir etkisi azaldı, alım gücümüz yok artık, maaş ne kadar zaten toplu sözleşme imzalıyoruz, rekor imzalar atıyoruz, seviniyoruz, 3 ay sonra tekrar normalleşiyor. Yani o kadar enflasyon yüksek ki ülkede, alım gücü git gide her ay düşüyor. Yani bu iki katına çıkan maaşlardan dolayı biz bankalardan ya güncellenmesi ile ilgili kalan ayların hesaplanarak güncellenmesi ile ilgili bir talepte bulunduk, ya da güncellemek istemeyen bankalardan, yeni fesih yapılarak yeni ihale yöntemiyle banka promosyon ihalesine çıkılmasını talep ettik, süreci yakından takip ediyoruz, memurumuz bankalardan zengin değil tabii, memurun hakkını burada da arayacağız, onu şimdiden söyleyelim.
Seçimden sonra yeni başkanlarla bu süreci tamamlayacağızÜyelerimize şunun garantisini verelim: Başkanlarla sürekli görüşüyoruz. Belediyede emin olsunlar ki parası olup da ödeyemeyen bir durum olduğunda, biz zaten gerekli eylemsel faaliyetlerimizi gerçekleştiririz. Birçok belediyede şu an maddi sıkıntı var, bunu belediye çalışanları olarak hepimiz yaşıyoruz, görüyoruz, işçi arkadaşlarımıza da maaşları yatırılamıyor. Seçim önünde hiçbir belediye başkanı bu duruma düşmek istemezdi, seçimden sonraki süreci takip edeceğiz. En kısa sürede de bu sıkıntıyı gidermek için her türlü tedbiri alacağız. Şu süreci hep birlikte el birliğiyle atlatalım, seçime zaten 5 gün gibi bir süre kaldı. Evet, bu seçimden sonra yeni başkanlarla bu süreci tamamlayacağız, umarım. Biz yeni gelen ve gelebilecek olan çeşitli partilerin belediye başkan adaylarıyla görüştüğümüzde, sizin bana sorduğunuz soruları onlara da sorduk. Çünkü beni ilgilendiren konu belediye başkanlarının enkaz alması, giden belediye başkanlarının harcamalarını düzenli yapması veya yapmaması, bütçeyi bu duruma getirmesi değil. Beni ilgilendiren konu, benim üyem, benim memurum, benim emekçim düzenli maaşını alıyor mu, düzenli maaşını neden alamıyor? Beni ilgilendiren konu, bu yeni başkanlara da bunu ilettik. Bizim ilk isteğimiz, memurun emekçinin parasını zamanında, vaktinde, tam ve eksiksiz olarak yatırması. Bunu sorduğumuzda, ilk hedeflerinin bu olduğunu, memur emekçilerinin maaşlarını düzenli, tam ve zamanda ödeyeceklerini söylediler. Tabii, buna ben bir süre veremeyebilirim, ama ortalama olarak 3-4 ay içinde her şey rayına oturur diye tahmin ediyorum. İyi bir sıkı, bir mali disiplin ve politikayla, artık yeni gelen başkanlar, eminim kendileri de bu duruma düşmek istemezler, bir şekilde toparlanacaklar.CAN HABER - HATİCE ŞAHİNGÖZ
Tabandan Örgütlenme ve 3600 Ek Gösterge MücadelesiŞimdi biz görevi devraldıktan sonra belediyenin en ücra biriminde çalışan arkadaşıma kadar elini sıktım, çayını içtim, çok güzel bir şekilde devam edeceğim. Zaten yeni olmayan bir şube başkanı üyenin derdini sıkıntısını anlayamaz. Ben onlarla ne kadar vakit geçirirsem, onların sıkıntılarını çözmek adına daha faydalı olurum diye düşünüyorum.Tabandan örgütlenme modeliyle gitmek lazım bu tür faaliyetlerde. Bu görevi devraldık. Biz bunu bu şekilde tabandan yaparsak daha örgütlü mücadele olur, ama üst taraftan örgütlenme yaparsak geçici olur. Yani her zaman asıl sahibi buraların memurlarıdır, emekçilerdir.Şimdi 3600 ek gösterge gerçekten büyük bir adaletsizlik. 2023 genel seçimlerinden önce Sayın Cumhurbaşkanımız 3600 ek göstergenin tüm memurlara verileceği konusunda birçok yerde söylemde bulundu. Fakat seçimler geçtikten sonra bu vaadini gerçekleştirmediği sürdüreceğim takipçisi olacağımız bir konu. Sayın Cumhurbaşkanıma, hükümet yetkililerine, milletvekillerine, muhalefet partilerine buradan sesimizi duyurmak istiyoruz. Biz 3600 ek göstergenin tüm memurlara eşit bir şekilde verilmesini istiyoruz. Biz polise verilmiş, askere verilmiş, öğretmene verilmiş. Biz işin burasında değiliz, onlar da devletin memuru, belediye memurları da devletin memuru, diğer memurlar da devletin memuru. Biz bu adaletin bir an önce sağlanmasını istiyoruz. Onun için bütün mücadelemizi bu konuda sürdüreceğiz, gerekirse alanlarda örgütlenip hükümete sözünü tutmasına hatırlatacağız, evet.3600 ek gösterge konusu tam seçim önü aslında sürekli gündemde olması gereken bir konu. Ulusal basında, yerel basında, alanlarda, genel merkezimiz meclis boyutunda milletvekilleriyle sürekli bu konuyu görüşüp gündemde tutuyorlar, sıkı takipçisiyiz yani üyelerimiz. Hiç merak etmesin, bunu da başaracağız hep beraber. Çalışma Şartlarının Psikolojik EtkileriÖzel hayatınızdan, aile hayatınızdan, sosyal yaşantınızdan belki sağlığınızdan, fiziğinizden birçok ödün veriyorsunuz, dinlenme hakkınız bile yok kesinlikle. Bu zaten özellikle zabıta memurlarının en büyük sorunu. Bu sorun çözüldükten sonra zaten birçok sorun var. İşte zabıtanın çalışma şartlarının iyileştirilmesi ile alakalı bunlarla da ilgili adım adım ama önceliğimiz zabıtayı dinlendirmek lazım, ailesine vakit ayırmasını sağlamamız lazım, psikolojik rahatlamasını sağlamamız lazım. Bu iş verimini de düşürüyor, bu sefer vatandaşa da yansıyor, bu gerginlik. Bu sorunu çözdükten sonra diğer sorunları zaten el birliğiyle çözebiliriz.Bu dinlenmeme durumu aslında insanın agresif olmasına da yol açıyor, psikolojik rahatsızlıklara da yol açar. Yani uykusuz bir insanın iki gün boyunca dinlenmeden sürekli alanlarda olması ya da çok az dinleniyor kalitesiz bir hayat evde de sıkıntıları beraberinde getiriyor ve dolayısıyla insanın psikolojik durumunu da etkiliyor. Genel düzeni sağladığı için bazıları tarafından sert tepkiler de görüyor, vatandaş tarafından. Bu da onu zaten daha da gergin yaparsa vatandaşa karşı da sert tepkiler vermeye sevk edebilir. O yüzden biz her zaman zabıtanın haklarının iyileştirilmesi için elimizden geleni yapacağız. Mobbing Kurullarının Önemi ve İşleyişiBir de iş içerisinde, aynı bina içerisinde uğranan mobbing de var. Bunları da zaman zaman duyuyoruz.Birim amirleri ve yetkili kişiler, ne kadar mobbing yaptıklarını kabul etmeseler de, mobbinge uğrayan personellerimizin her zaman hukuki olarak sendika avukatlarımız ve bizler her zaman yanında oluyoruz. Ama ne yazık ki, mobbing dünyada 1960 yılında yasalaşmıştır ve eksikliklerimiz vardır. Biz tüm yerel sendika olarak özellikle 2 No'lu şube olarak toplu sözleşmelerimizde hepsine belediyelerimizde mobbing kurulunun kurulması ile ilgili madde koyduk. Bir sendika görevlimiz, bir iş yeri temsilcimiz, yönetimin başkan yardımcısı olur, belirlediği hukuk işlerinden avukatlar olur. Biz bu kurulu kurup mobbinge uğradığını düşünen, iddia eden personelimiz, üyemiz orada mobin kuruluna müracaat edecek, araştırılacak, konu bir şekilde çözüm üretilecek. Biz bu konuda bütün sözleşmelerimize bu maddeye ekledik ve kurulları kurduk. Mobbing kurulların kurulması ile ilgili maddeye ekledik Bir psikolog, bir sosyolog mutlaka olması gerekiyor belediyelerde. Belediyelerde psikolog yok ama sosyologlarımız var, çoğu belediyemizde. Yani biz psikolog da ama şu an kadroda psikolog olarak görev yapan personel olmadığı için belediyelerde o ikinci safhada artık. Biz ilk kurulda değerlendirilip o yöntemine de başvurulabilir, ilave önlem alınabilir. Zabıta memuru devlet memurudur!Menemen Belediyesi'nde zabıta memurlarının büyük sorunları vardı, bunların büyük kısmını hallettik. Ancak bir kısmını hala mücadelemizi sürdürüyoruz. Zabıta memuru devlet memurudur, devlet memuru yönetmelikle belirlenmiş görevleri vardır. Asli görevlerinin dışında zabıta memuruna orada ek olarak Belediye'nin yaptığı bir çalışma var. Bizim zabıta memurlarımız oraya yola dikerek, karayolu üzerine trafik yönlendirmesi ve hatta bayrakla trafiği yönlendirmesiyle ilgili bayrak sallatmışlar. Tabii biz bunu duyar duymaz yine ani bir reaksiyonla Menemen Belediyesi'ne gittik. Zabıta memurlarına karayollarında böyle bir görev verilemeyeceğini idareye anlattık, zabıta müdürüne izah ettik. Olası bir iş güvenliği yok, herhangi bir şey yok, karayolunda herhangi bir araç freni patlasa zabıta memurumuz Allah muhafaza zarar verse zararı ailesinden çok bizler uğraşırız, yanlış yapıyorsunuz dedik. Tabii bu konuyu bitirdik ama ne yazık ki orada hala görevler verilip böyle ekstra yük taşıtmak takipçisi tüm yasal olarak biz olacağız. Diğer konuları çözdüğümüz gibi bunları da çözeceğiz.
Toplu Sözleşmeler ve Mali Sıkıntılar Yaklaşık 3 yıldır Çiğli Belediyesi'nde yetkili sendikayı çok güzel toplu sözleşmeler imzaladık. Utku başkanımla, benden önceki şube başkanım Ömer Eşki başkanım, 3,5-4.000 liralık, o günün şartlarında, toplu sözleşmesini 10.000 lira bandına çıkardı. Hiçbir sorun olmadan düzenli bir şekilde geçtiğimiz yıl paralarını aldılar. Bu dönem %49.5 enflasyon farkını yaptığımız idareyle, belediye başkanıyla yaptığımız görüşmeler neticesinde uyguladık ve 10.000 liralık sosyal denge 15.000 lira civarında bir para oldu. İlk ay, Ocak ayında toplu sözleşmeden kaynaklı parayı ve farkları aldık. Ondan sonra belediyenin mali sıkıntısı ve adaylaşma sürecindeki İller Bankası'ndan gelen paranın kesintili olarak gelmesinden kaynaklı belediyede işçi arkadaşlarımız, emekçi arkadaşlarımız ve memurların sosyal dengesi aksamaya başladı. Çiğli Belediyesi'nde tabii ki, biz sürekli irtibatta kaldık. Belediye başkanıyla yaptığımız görüşmelerde, kendisinin de seçim önü böyle bir problem yaşamak istemediğini, ilk fırsatta bu paraları ödeyeceğini bize dile getirdi. İyi niyetle, kesinlikle hak kaybı yok, emanete alınmış bir para, geriye dönük bütün haklarını alacaklar bu konuda Utku başkanım hala son güne kadar mücadelesini vereceğini söyledi. Tabii biz yeni olabilecek başkanlarla da görüşüyoruz, sendikamıza ziyarete geliyorlar. Parti gözetmeksizin kabul ediyoruz, gelen Çiğli'deki başkan adaylarına bu durumu söylediğimizde, gelir gelmez geriye dönükleri de öderiz. Bir yolunu buluruz, bu sorunu ortadan kaldırırız dediler. Biz tabii bir an önce olmasını istiyoruz, seçim önü olması sebebiyle de herhangi bir eylemde bulunmadık, sendika olarak doğru bulmadık. Çünkü zarar ver, seçim sürecine zarar vermek istemiyoruz. Takdir ederseniz ki, biz belediye memurları herhangi bir siyasi şeyin arka bahçesi değiliz, partinin. Tabii ki hiçbir belediye başkanını da biz emekçinin yanında dururuz, emekçinin burada bir hak kaybı var, var gücümüzle mücadele ederiz. Ama çalıştığımız kuruma bu süreçte zarar vermemek adına sonuçta biz orada yeni gelen başkanla da toplu sözleşme masasına oturacağız, memura hak ve menfaat temin edeceğiz, ondan talep edeceğiz. Bu süreci bu şekilde yürütüp yeni gelen başkanımızla artık hangi partiden ve kim olursa, bu olayı bir an önce ödemesini ve memura daha iyi sosyal haklar tanımasını sağlayacağız.Şu an söz vermek istemiyorum çünkü verdiğim sözleri yerine getiremediğimde sendika başkanı olarak Çiğli memurlarını ve üyelerimi mahcup etmek istemem. Tabii ki sürekli olarak bu konuda görüşmeler yapıyor ve ödemelerin hızlı bir şekilde yapılması için çaba sarf ediyorum. Seçimden sonra gelecek olan başkanlarla bu süreci yöneteceğiz, direkt toplu sözleşme masasına oturup geriye dönük ödemelerin hızlı bir şekilde alınmasını sağlayacağız. Sürekli olarak bu şekilde devam edecek, belediye başkanları imzaladıkları toplu sözleşmenin arkasında durmadıklarında seçimlerden sonra biz emekçilerimizin hakkını her türlü savunuruz, gereğini yaparız, eyleme de dökeriz, karşılarında da dururuz. Yani bu konuda üyelerimizin hiçbir kuşkusu olmasın.2 aydır alınmıyor. Önümüzdeki ay böyle bir sorun yaşamayız, olmaz. Umuyorum ki yeni gelen başkan adaylarının da önceliklerinin memur ve işçi maaşlarını ödemeye yönelik olduğunu düşünüyorum, çünkü memur ve işçi maaşını alamadığı zaman mutlu çalışamıyor, mutsuz oluyor, yani evine gelir giremiyor. Bu ekonomik şartlarda tabii ki herkesin borcu var, herkesin kredisi var, kendine göre yaşam tarzı var, bunun bir an önce giderilmesi için mücadelemizi yapacağız. Tabii ki sadece Çiğli değil, bu arada, diğer belediyelerimiz de bu sorunu yaşıyoruz, genel bir sıkıntı var, umarım bir an önce çözülür. Seyyanen Zam ÜzerineBu arada Bornova Belediyesi'nde de Yetkili Sendika değildik, orada da Yetkili Sendika olma yolunda bayağı bir öne geçtik. Eee kıyma olmuş 500 Lira, tabii akaryakıt olmuş litresi 45 lira, bir ayakkabı almaya gidiyorsunuz, bir yemek yemeye gidiyorsunuz, uç fiyatlar artık. Yani bir devlet memurunun geçinmesi imkansız, devlet memurları gerçekten aç. Hükümet bir an önce devlet memurlarının taban maaşını iyileştirmesi gerekiyor. Bunu da geçtiğimiz günlerde seyyanen zam vererek 8.500 lira civarında bir seyyanen zam verdi. Seyyanen zamın memura emekliye hiçbir faydası yok, o verilen para sadece maaşa ekleniyor, kesinti listesine eklenmiyor ve emeklilikteki paranızı etkilemiyor. Bizim mücadelemiz bu yönde, memura verilen seyyanen zammın kök maaşa eklenerek kesinti listesini ona göre yapıp emekli parasına yansıtılması için mücadelemizi vereceğiz. Çünkü emekli olunca çok düşük paralar alıyor, bir emekli memur bugün 14-15.000 lira paralar alıyor, asgari ücretin altında, maalesef, yani geçinilmesi imkansız. Biz 3600 ek göstergeyle bu seyyanen zamı ilave edip memur maaşlarının emekli maaşlarının yükseltilmesi için var gücümüzle mücadele edeceğiz.Hepsiyle ortak görüşmelerimiz oluyor, sürekli irtibat halindeyiz. Yani bir şube başkanı gibi değil, temsilci gibi çalışmak istiyoruz, bütün yönetim kurulundaki arkadaşlarım da en az ben kadar hakim, iyi bir ekibimiz var. Emekçinin hakkı ödenmezse gereğini yaparız!Tazminatı, bütün bu maaşın üstüne toplu sözleşmeyle almış olduğumuz haklarımız diyelim. Tabii bu Çiğli'deki durumu, Balçova memurları yaklaşık 3-4 aydır yaşıyor. Oranın belediye başkanı Fatma başkanımızla defalarca görüştüğümüzde, bütçenin el vermediğini, ana maaşı yatırabilir atlarını da emanete aldığını geriye dönük olarak yatırabileceğim işçi maaşlarını da yatıramadım her seferinde söyledi. Tabii bu süreçte belli bir taahhütler verildi, yani kaynak bulabileceklerini söylediler. Seçim öncesi herhangi bir memura borcumuz olmadan görevi y arkadaşımıza devredelim diyerekten bizlere söylemlerde bulundular. E tabii biz bu süreçte sürekli takipçisi olduk, konunun günümüzde 5 gün kaldı seçime hala Balçova Belediyesi'nin sosyal denge tazminatları yatmadı, bir huzursuzluk var, memurlar 3 aydır sosyal dengesini Balçova'da da alamıyor, az önce de bahsettiğim gibi aynı konu. Umarım bu mali sıkıntı bir an önce biter, yeni gelen başkanlar hangi partiden olursa olsun önce emekçinin hakkını düzenli bir şekilde öder. Ondan sonra diğer giderlerini karşılar. Umudumuz bu yönde, eğer tabii dediğim gibiEmekçinin hakkını ödememeye devam ederse, biz yeni gelen başkanların da karşısında duracak, eyleme dökeceğiz, gerekirse evet, eylem yaparız, hep birlikte iş sürecine kurumlara zarar vermemek adına iyi niyetle yürütmeye çalıştık. Toplu sözleşmelerimiz de bu şekilde yapıyoruz, ama bir yerde de artık emekçinin hakkını her türlü tepkimizi koyup koruyacağız. Görevde Yükselme Sınavları ve Banka PromosyonlarıÇok büyük bir sıkıntı var, yerel yönetimlerde görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavı yıllardır açılmıyor. Örneğin, Konak Belediyesi'nde merkez ilçe ve belediyecilikte gerçekten en önemli belediyelerden biridir, belediyeciliğin okuludur. Kurumsal denge değişikliği sınavı açılmıyor, nedir bu görevde yükselme amir, şef, müdürlük sınavları açılmadığı için oraya atanan kişiler başkanlık oluruyla atanmaktadır. Asıl bu görevi gerçekten bilgi birikimi, kendini yetiştirmiş personelin sınavla gelmesi gerekirken, başkanlarımızın belirlediği kişilerce atamalar yapılmaktadır. Bu da belediyelerde gerçekten işinin ehli, işini düzgün yapan, kendini yıllarca o meslekte geliştirmiş kişilerin önünü kapattığı için bir hayal kırıklığına yol açmakta. En büyük sıkıntı ve dileklerini söyleyen kişiler, bu konuda bize iletiyorlar. Bunun mücadelesini sadece belediye başkanlarıyla değil, meclis boyutunda düzenlemeyle de yapacağız, norm kadroya göre çift yıllarda veya her sene sınav açılmasıyla ilgili kanun teklifini verdik, yakından takipçisiyiz, çeşitli partilerin milletvekilleriyle, hükümetin genel başkan yardımcılarıyla görüşüyoruz. Kısmetse, onu da çözüme kavuşturacağız, önemli bir sorundur, düzenlenmesi gereken bir sorundur. Buradan tekrar hatırlatmış olalım, belki bu konuda da yine Türkiye'de bir ilki gerçekleştireceksiniz sendika olarak, tabii ki, yani bir düzenli bir çerçevenin içine sığdırılır. Herkes ona göre çalışır, ona göre hedef koyar, ona göre de liyakatli kişiler işi bilen kişiler görevin başına gelir. Evet, belediyelerdeki banka promosyonundan da bahsedelim, banka promosyonu aslında sendika olarak sendikaların görevi değil, biz sendikalar promosyon konusunda gözlemci olarak katılıyoruz. Banka promosyonları belediyelerle, yani kurumla banka arasında yapılan bir sözleşme, fakat çoğu belediyemizde geçen yıl promosyon rüzgarının olduğu dönemde biz devlet memurları da çoğu bankadan promosyon aldık. Bir sene bir buçuk sene oldu, fakat o gün aldığımızda maaşlarımız 3.500 liralar bandındaydı, bizlerin sosyal denge tazminatlarının yüksek imzalaması bu maaşlar iki katına çıktı, alım gücünün de çok fazla bir etkisi azaldı, alım gücümüz yok artık, maaş ne kadar zaten toplu sözleşme imzalıyoruz, rekor imzalar atıyoruz, seviniyoruz, 3 ay sonra tekrar normalleşiyor. Yani o kadar enflasyon yüksek ki ülkede, alım gücü git gide her ay düşüyor. Yani bu iki katına çıkan maaşlardan dolayı biz bankalardan ya güncellenmesi ile ilgili kalan ayların hesaplanarak güncellenmesi ile ilgili bir talepte bulunduk, ya da güncellemek istemeyen bankalardan, yeni fesih yapılarak yeni ihale yöntemiyle banka promosyon ihalesine çıkılmasını talep ettik, süreci yakından takip ediyoruz, memurumuz bankalardan zengin değil tabii, memurun hakkını burada da arayacağız, onu şimdiden söyleyelim.
Seçimden sonra yeni başkanlarla bu süreci tamamlayacağızÜyelerimize şunun garantisini verelim: Başkanlarla sürekli görüşüyoruz. Belediyede emin olsunlar ki parası olup da ödeyemeyen bir durum olduğunda, biz zaten gerekli eylemsel faaliyetlerimizi gerçekleştiririz. Birçok belediyede şu an maddi sıkıntı var, bunu belediye çalışanları olarak hepimiz yaşıyoruz, görüyoruz, işçi arkadaşlarımıza da maaşları yatırılamıyor. Seçim önünde hiçbir belediye başkanı bu duruma düşmek istemezdi, seçimden sonraki süreci takip edeceğiz. En kısa sürede de bu sıkıntıyı gidermek için her türlü tedbiri alacağız. Şu süreci hep birlikte el birliğiyle atlatalım, seçime zaten 5 gün gibi bir süre kaldı. Evet, bu seçimden sonra yeni başkanlarla bu süreci tamamlayacağız, umarım. Biz yeni gelen ve gelebilecek olan çeşitli partilerin belediye başkan adaylarıyla görüştüğümüzde, sizin bana sorduğunuz soruları onlara da sorduk. Çünkü beni ilgilendiren konu belediye başkanlarının enkaz alması, giden belediye başkanlarının harcamalarını düzenli yapması veya yapmaması, bütçeyi bu duruma getirmesi değil. Beni ilgilendiren konu, benim üyem, benim memurum, benim emekçim düzenli maaşını alıyor mu, düzenli maaşını neden alamıyor? Beni ilgilendiren konu, bu yeni başkanlara da bunu ilettik. Bizim ilk isteğimiz, memurun emekçinin parasını zamanında, vaktinde, tam ve eksiksiz olarak yatırması. Bunu sorduğumuzda, ilk hedeflerinin bu olduğunu, memur emekçilerinin maaşlarını düzenli, tam ve zamanda ödeyeceklerini söylediler. Tabii, buna ben bir süre veremeyebilirim, ama ortalama olarak 3-4 ay içinde her şey rayına oturur diye tahmin ediyorum. İyi bir sıkı, bir mali disiplin ve politikayla, artık yeni gelen başkanlar, eminim kendileri de bu duruma düşmek istemezler, bir şekilde toparlanacaklar.CAN HABER - HATİCE ŞAHİNGÖZ