Politika
22 Temmuz 2020 - 12:42
Sertel: "Hukuku adaleti katleden iktidar olarak anılacaksınız"
CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, meclis konuşmasında AKP iktidarını sert sözlerle eleştirdi. Meclis kürsüsünde mikrofonu kapatılan CHP'li vekilin konuşmasından detaylar..
Politika
22 Temmuz 2020 - 12:42
CHP İzmir Milletvekili Atilla Sertel'in TBMM'deki konuşması şu şekilde:
Sayın Başkanım, kıymetli milletvekili arkadaşlarım; hukuk, adalet Adalet ve Kalkınma Partisinin döneminde özellikle 2008 yılı sonrası çok tartışılır ve çok acınacak bir noktaya doğru geldi ve bu giderek sürüyor. 2008'den sonra Ergenekon davalarını, Balyoz davalarını izlediler ve FETÖ'cülerle birlikte o dönemin savcılarıyla, o dönemin FETÖ'cü hâkimleriyle aydınları, demokratları, yurtseverleri, milliyetçileri, Atatürkçüleri kıydılar, sonra FETÖ'den ayrıldılar. Hukuk sistemi şimdi yine aynı sıkıntıyla devam ediyor. Hukuku, adaleti katleden iktidar olarak anılacaksınız -tarihe çok önemli bir not düşüyor- özgürlükleri yok eden, aydınları, gazetecileri hücrelerde çürüten iktidar olarak anılacaksınız yıllar da geçse. Siz, fabrikaları kapatan, tarlaları kurutan, umutları karartan, yok eden, en çok cezaevi açan iktidar olarak anılacaksınız. (CHP sıralarından alkışlar)
Şimdi, bugün, Sayın Recep Tayyip Erdoğan, AKP Genel Başkanı ne diyor? "'Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi en doğrusudur.' demiyoruz." diyor. Günaydın. Bundan sonra ne diyeceğini Allah bilir ama "Tek adam sistemine geçilmesin, saray rejimine geçilmesin, tek kişi bu ülkede hâkim olmasın." diye her konuda konuşmamızı yapmamıza rağmen, ne yazık ki tek adam rejimine geçildi. Bunda vebali ve günahı olanların da zaman içerisinde bu vebali ve günahı öz eleştiriyle çıkaracaklarına inanıyorum.
Arkadaşlar, 24 Haziran 2018'de iş başına gelen Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde Sayın Cumhurbaşkanı ne dedi? "Parlamenter sistemde hükûmet cenahından gelmeyen hiçbir tasarı veya teklifin Meclis Genel Kurulundan geçme şansı yok. Kanun teklifi yetkisi sadece milletvekillerine ait. Yeni sistemde herkes kendi işini yapacak." dedi. AKP milletvekillerinin hiçbirinin tek başına kanun teklifini hazırlayıp sunduğunu ve buraya getirdiğini asla görmedik. Sarayda hazırlanan yasalar buraya geldi ve oylandı. Bakın, böyle demişti Sayın Cumhurbaşkanı, ne oldu? 24 Haziran 2018'den bu yana toplam 1.915 madde içeren 41 Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarıldı. Türkiye Büyük Millet Meclisinde çıkarılan 38 yasadaki 663 maddenin 3 katı ve muhalefetten gelen hiçbir kanun teklifi, halkın yararına, milletin yararına, Türkiye'nin yararına hiçbir kanun teklifi komisyonlara dahi inmedi. (CHP sıralarından alkışlar)
Şimdi, Sayın Cumhurbaşkanı ne dedi? "Yüzde 20 olan savunma sanayisindeki yerli üretim yüzde 65'e çıkacak." dedi. Ne oldu? Sakarya'daki Tank Palet Fabrikasını Katarlılara sattılar. Bırakın bizim millî sanayideki payımızın artmasını millî olan fabrikamız yabancı ellere peşkeş çekildi. Dedi ki "Yeni modelle yatırımların ve yatırımcıların önünü açacağız, Türkiye'yi yatırımcı dostu ülke hâline getireceğiz." Hukuk yok, adalet yok öyleyse yatırım yok. Manisa'da 1 milyar dolarlık yatırım yapacak olan Volkswagen fabrikasının yatırımı ne yazık ki Slovakya'ya kaçtı. İnsan üzülüyor. "Ekonomi yönetimi üretim, finans, ticaret sacayaklarına oturtulur. Türkiye cazibe merkezi hâline getirilecek." dedi. Bakın, yabancı yatırımcıların son beş yıldaki en büyük kaçışı işte bu dönemde yaşandı, iki yıl içinde yaşandı. Nisanda yabancılar 847 milyon dolarlık hisseyle 2 milyar 814 milyon dolarlık tahvili satarak Türkiye'den toplamda 3 milyar 661 milyon dolarlık çıkış yaptı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayalım Sayın Serter.
ATİLA SERTEL (Devamla) - Yabancıların tahvil piyasasındaki sahiplik oranı yüzde 17 seviyesinden yüzde 8.3'e geriledi. "Cari açığı büyük oranda halledeceğiz." dedi. 2019 Nisan ayında 469 milyon dolar olan açık bu yılın ilk ayında 5 milyar 62 milyon dolar olarak gerçekleşti. O kadar çok örnek var ki saymaya kalksam gerçekten bu Cumhurbaşkanlığı sistemi denilen saray rejiminin Türkiye'yi ne hâle getirdiğini siz bizden, halkımız da bizden daha iyi biliyor.
Son dönemde, yolsuzluklar, yoksulluk yasaklar arttı. 3 Y ile iktidara gelip bunları önleyeceğini, yasakları, yolsuzluğu önleyeceğini söyleyen iktidar ne yazık ki bu bataklıkta boğuldu kaldı. Ne dedi?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım.
ATİLA SERTEL - "Parlamenter sistemde herhangi bir atamayla ilgili adım atıyorsunuz icabında Cumhurbaşkanı önünüzü kesiyor, bürokrasi önünü kesiyor." dedi. Ne oldu? Ön açıldı. Millî güreşçi Vakıfbank yönetimine, RTÜK Başkanı Halkbank yönetimine, eşinin özel kalem müdürü de TÜİK'e atandı. "Bu yoksulluğu, yasakları, yokluğu bunların hepsini ortadan kaldıracağız." dedi, işte Türkiye'nin geldiği hâli. Ben bu ülkeyi çok seviyorum. Çocuklarım için, torunlarımın geleceği için bu ülkenin özgür demokrasi içerisinde, hakkın, hukukun, adaletin herkes için eşit olduğu bir ülkede yaşamak istiyorum. Türkiye bizim sevdamız. Aynı bayrak altında, kimsenin kimseyi ayırmadığı, kardeş kavgasının olmadığı; insanlar arasında dili, dini, rengi, ırkı, mezhebi diye ayrımın olmadığı ve herkesin kucaklaşarak yaşadığı özgür bir ülkede hep birlikte yaşamak dileğiyle saygılar sunuyorum.
Sayın Başkanım, kıymetli milletvekili arkadaşlarım; hukuk, adalet Adalet ve Kalkınma Partisinin döneminde özellikle 2008 yılı sonrası çok tartışılır ve çok acınacak bir noktaya doğru geldi ve bu giderek sürüyor. 2008'den sonra Ergenekon davalarını, Balyoz davalarını izlediler ve FETÖ'cülerle birlikte o dönemin savcılarıyla, o dönemin FETÖ'cü hâkimleriyle aydınları, demokratları, yurtseverleri, milliyetçileri, Atatürkçüleri kıydılar, sonra FETÖ'den ayrıldılar. Hukuk sistemi şimdi yine aynı sıkıntıyla devam ediyor. Hukuku, adaleti katleden iktidar olarak anılacaksınız -tarihe çok önemli bir not düşüyor- özgürlükleri yok eden, aydınları, gazetecileri hücrelerde çürüten iktidar olarak anılacaksınız yıllar da geçse. Siz, fabrikaları kapatan, tarlaları kurutan, umutları karartan, yok eden, en çok cezaevi açan iktidar olarak anılacaksınız. (CHP sıralarından alkışlar)
Şimdi, bugün, Sayın Recep Tayyip Erdoğan, AKP Genel Başkanı ne diyor? "'Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi en doğrusudur.' demiyoruz." diyor. Günaydın. Bundan sonra ne diyeceğini Allah bilir ama "Tek adam sistemine geçilmesin, saray rejimine geçilmesin, tek kişi bu ülkede hâkim olmasın." diye her konuda konuşmamızı yapmamıza rağmen, ne yazık ki tek adam rejimine geçildi. Bunda vebali ve günahı olanların da zaman içerisinde bu vebali ve günahı öz eleştiriyle çıkaracaklarına inanıyorum.
Arkadaşlar, 24 Haziran 2018'de iş başına gelen Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde Sayın Cumhurbaşkanı ne dedi? "Parlamenter sistemde hükûmet cenahından gelmeyen hiçbir tasarı veya teklifin Meclis Genel Kurulundan geçme şansı yok. Kanun teklifi yetkisi sadece milletvekillerine ait. Yeni sistemde herkes kendi işini yapacak." dedi. AKP milletvekillerinin hiçbirinin tek başına kanun teklifini hazırlayıp sunduğunu ve buraya getirdiğini asla görmedik. Sarayda hazırlanan yasalar buraya geldi ve oylandı. Bakın, böyle demişti Sayın Cumhurbaşkanı, ne oldu? 24 Haziran 2018'den bu yana toplam 1.915 madde içeren 41 Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarıldı. Türkiye Büyük Millet Meclisinde çıkarılan 38 yasadaki 663 maddenin 3 katı ve muhalefetten gelen hiçbir kanun teklifi, halkın yararına, milletin yararına, Türkiye'nin yararına hiçbir kanun teklifi komisyonlara dahi inmedi. (CHP sıralarından alkışlar)
Şimdi, Sayın Cumhurbaşkanı ne dedi? "Yüzde 20 olan savunma sanayisindeki yerli üretim yüzde 65'e çıkacak." dedi. Ne oldu? Sakarya'daki Tank Palet Fabrikasını Katarlılara sattılar. Bırakın bizim millî sanayideki payımızın artmasını millî olan fabrikamız yabancı ellere peşkeş çekildi. Dedi ki "Yeni modelle yatırımların ve yatırımcıların önünü açacağız, Türkiye'yi yatırımcı dostu ülke hâline getireceğiz." Hukuk yok, adalet yok öyleyse yatırım yok. Manisa'da 1 milyar dolarlık yatırım yapacak olan Volkswagen fabrikasının yatırımı ne yazık ki Slovakya'ya kaçtı. İnsan üzülüyor. "Ekonomi yönetimi üretim, finans, ticaret sacayaklarına oturtulur. Türkiye cazibe merkezi hâline getirilecek." dedi. Bakın, yabancı yatırımcıların son beş yıldaki en büyük kaçışı işte bu dönemde yaşandı, iki yıl içinde yaşandı. Nisanda yabancılar 847 milyon dolarlık hisseyle 2 milyar 814 milyon dolarlık tahvili satarak Türkiye'den toplamda 3 milyar 661 milyon dolarlık çıkış yaptı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayalım Sayın Serter.
ATİLA SERTEL (Devamla) - Yabancıların tahvil piyasasındaki sahiplik oranı yüzde 17 seviyesinden yüzde 8.3'e geriledi. "Cari açığı büyük oranda halledeceğiz." dedi. 2019 Nisan ayında 469 milyon dolar olan açık bu yılın ilk ayında 5 milyar 62 milyon dolar olarak gerçekleşti. O kadar çok örnek var ki saymaya kalksam gerçekten bu Cumhurbaşkanlığı sistemi denilen saray rejiminin Türkiye'yi ne hâle getirdiğini siz bizden, halkımız da bizden daha iyi biliyor.
Son dönemde, yolsuzluklar, yoksulluk yasaklar arttı. 3 Y ile iktidara gelip bunları önleyeceğini, yasakları, yolsuzluğu önleyeceğini söyleyen iktidar ne yazık ki bu bataklıkta boğuldu kaldı. Ne dedi?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım.
ATİLA SERTEL - "Parlamenter sistemde herhangi bir atamayla ilgili adım atıyorsunuz icabında Cumhurbaşkanı önünüzü kesiyor, bürokrasi önünü kesiyor." dedi. Ne oldu? Ön açıldı. Millî güreşçi Vakıfbank yönetimine, RTÜK Başkanı Halkbank yönetimine, eşinin özel kalem müdürü de TÜİK'e atandı. "Bu yoksulluğu, yasakları, yokluğu bunların hepsini ortadan kaldıracağız." dedi, işte Türkiye'nin geldiği hâli. Ben bu ülkeyi çok seviyorum. Çocuklarım için, torunlarımın geleceği için bu ülkenin özgür demokrasi içerisinde, hakkın, hukukun, adaletin herkes için eşit olduğu bir ülkede yaşamak istiyorum. Türkiye bizim sevdamız. Aynı bayrak altında, kimsenin kimseyi ayırmadığı, kardeş kavgasının olmadığı; insanlar arasında dili, dini, rengi, ırkı, mezhebi diye ayrımın olmadığı ve herkesin kucaklaşarak yaşadığı özgür bir ülkede hep birlikte yaşamak dileğiyle saygılar sunuyorum.
İlginizi Çekebilir