Gündem
20 Kasım 2020 - 18:00
Prof. Dr. Özkan Yıldız:"Bilim Kurulu'nun dikkate alınmaması ciddi handikaplar yarattı"
Can Radyo'da Birol Soylu ile 10. Köy programının konuğu SESADER (Sosyal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Derneği) Başkanı Sosyolog Siyaset Bilimci Prof. Dr. Özkan Yıldız oldu.Yıldız, pandemi sürecini ve İzmir depreminin etkilerini değerlendirdi.
Gündem
20 Kasım 2020 - 18:00
Bilim Kurulu'nun açıklamalarının dikkate alınmamasının ciddi handikaplar yarattığını söyleyen Yıldız:" Sağlık alanında tüm dünyayı etkileyen bir salgın. Bu küresel ölçekteki salgının yönetilmesi konusunda ciddi handikaplar var. Bilim kurulunun önemli açıklamaları gözardı ettiler. Özellikle tüm toplumu yakından etkileyen bu salgına ciddi tedbirler almak gerekirken alınamadı.
Pandemi döneminde İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin sosyal devlet anlayışını gözlemledik. Hastasına yaşlısına, emeklisine herkese dokunduğunu gördük. Bu pandemi sürecinde hem merkezi iktidarın hem de yerel yönetimlerin iç içe işbirliği içinde çalışması çok önemliydi. Pandemi sürecinde bir işbirliği olmadı. Maalesef bunu başaramadık. Hatta bazı engellemeler söz konusu oldu. Oysa tüm dünyada yönetimler bu tür krizlerde daha proaktif çalışırlar. Bu akşamdan itibaren yeni önlemler etkili olacak bu tarz önlemlerden ziyade daha sürdürülebilir önlemler alınmalı. " ifadelerini kullandı.
İzmir depreminden en fazla etkilenen Bayraklı Bölgesi hakkında konuşan Yıldız:" Bu delta ovasının ciddi bir depremde büyük yıkımlar alacağını biliyorduk, hepimiz bunu bekliyorduk. Bu konuda maalesef gerekli tedbirleri alamadık. İzmir Büyükşehir Belediyesi depremden sonraki süreci iyi bir şekilde yürüttü. Elinden gelenin fazlasını yaptı. Bu gün meclisin gündemi bu deprem. Bu konuda merkezi hükümet de elinden geleni yapıyor. Merkezi hükümetin kurumlarıyla yerel hükümetin işbirliği içinde çalışması takdir topladı." dedi.
İzmir depreminden sonra İzmir'in gerekli maddi desteği almadığını dile getiren Yıldız:"İzmir Büyükşehir Başkanımız Tunç Soyer, mecliste bu konuyla alakalı gelen sorulara yönelik olarak vermiş olduğu cevaplarda, bir planlamanın yapıldığını, özellikle yeni konut alanlarının daha sağlıklı zeminlere yapılacak olduğunu ama maddi yardımlar konusunda bir bilgiye sahip olmadığını söyledi. İzmir'in gereken maddi destekleri almasını bekliyoruz. Şu an pekçok insan çadır kentlerde. Bu insanların çok hızlı bir şekilde yeni konut alanlarına geçirilmesi gerekiyor. Büyükşehir belediyesi görev tanımları içinde üstüne düşen görevi yapıyor.
Toplumun kriz anlarında, büyük sermaya sınıflarıın holdinglerin ellerini taşın altına koymadıklarını görüyoruz.Van depremini hatırlıyorum. Biz Gaziantep'teydik. Gaziantepli iş insanları ve meslek organizasyonları somut nakdi akışı sağlamıştı. Aynı duyarlılık İzmir için de olabilir. Böyle durumlarda odaların, STK'ların ve büyük sermaye sınıflarının daha somut yardımlarını görmek istiyoruz." diye konuştu.
Kentsel dönüşüm pprojelerinin yerinde yapılması gerekytiğini ve kentin hafızasına uygun olarak yapılması gerektiğini ifade eden Yıldız şöyle konuştu:
"99 Marmara Depremi'yle birlikte devlet cok ciddi önlemler almaya başladı. Hangi binalarda hasar var? Deprem yönetmeliğinden önce yapılan binaların yıkıldığını görüyoruz. Kentsel dönüşüm projelerinin bu kadar çok konuşulması ama bir türlü hayata geçirilmemesinin nedeni aslında mevzuat eksikliği, mevzuat çatışması ve mevzuat kaosundan kaynaklı olarak yerel yönetimler de bu noktada yeni konut alanları üretmekte zorlandılar.
Kontrolsüz ve yoğun göçün şehirlerde yarattığı olumsuzlukları binalar manasında da çok ciddi yaşadık. Yani, kentin yayılımı kentleşmenin şekillenmesi noktasında maalesef hepimiz izledik. İktidar da bunu izledi. Milyarlar kentin çeperlerinde ciddi bir gecekondu gezegeni oluşturmaya başladılar. Biz de bunu sadece izledik. Şehrin hafızası uygun olarak yapmalı bu kentsel dönüşüm projelerini. En iyi örneklerinden biri Uzundere'ye bakalım. Vatandaş orada yapılan kentsel dönüşüm konutlarına gitmedi. Uzundere'deki kentsel dönüşüm projesine baktığımız zaman bir taraf Danimarka tarzı bir yer oldu bir taraf Limontepe. "
Pandemi döneminde İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin sosyal devlet anlayışını gözlemledik. Hastasına yaşlısına, emeklisine herkese dokunduğunu gördük. Bu pandemi sürecinde hem merkezi iktidarın hem de yerel yönetimlerin iç içe işbirliği içinde çalışması çok önemliydi. Pandemi sürecinde bir işbirliği olmadı. Maalesef bunu başaramadık. Hatta bazı engellemeler söz konusu oldu. Oysa tüm dünyada yönetimler bu tür krizlerde daha proaktif çalışırlar. Bu akşamdan itibaren yeni önlemler etkili olacak bu tarz önlemlerden ziyade daha sürdürülebilir önlemler alınmalı. " ifadelerini kullandı.
İzmir depreminden en fazla etkilenen Bayraklı Bölgesi hakkında konuşan Yıldız:" Bu delta ovasının ciddi bir depremde büyük yıkımlar alacağını biliyorduk, hepimiz bunu bekliyorduk. Bu konuda maalesef gerekli tedbirleri alamadık. İzmir Büyükşehir Belediyesi depremden sonraki süreci iyi bir şekilde yürüttü. Elinden gelenin fazlasını yaptı. Bu gün meclisin gündemi bu deprem. Bu konuda merkezi hükümet de elinden geleni yapıyor. Merkezi hükümetin kurumlarıyla yerel hükümetin işbirliği içinde çalışması takdir topladı." dedi.
İzmir depreminden sonra İzmir'in gerekli maddi desteği almadığını dile getiren Yıldız:"İzmir Büyükşehir Başkanımız Tunç Soyer, mecliste bu konuyla alakalı gelen sorulara yönelik olarak vermiş olduğu cevaplarda, bir planlamanın yapıldığını, özellikle yeni konut alanlarının daha sağlıklı zeminlere yapılacak olduğunu ama maddi yardımlar konusunda bir bilgiye sahip olmadığını söyledi. İzmir'in gereken maddi destekleri almasını bekliyoruz. Şu an pekçok insan çadır kentlerde. Bu insanların çok hızlı bir şekilde yeni konut alanlarına geçirilmesi gerekiyor. Büyükşehir belediyesi görev tanımları içinde üstüne düşen görevi yapıyor.
Toplumun kriz anlarında, büyük sermaya sınıflarıın holdinglerin ellerini taşın altına koymadıklarını görüyoruz.Van depremini hatırlıyorum. Biz Gaziantep'teydik. Gaziantepli iş insanları ve meslek organizasyonları somut nakdi akışı sağlamıştı. Aynı duyarlılık İzmir için de olabilir. Böyle durumlarda odaların, STK'ların ve büyük sermaye sınıflarının daha somut yardımlarını görmek istiyoruz." diye konuştu.
Kentsel dönüşüm pprojelerinin yerinde yapılması gerekytiğini ve kentin hafızasına uygun olarak yapılması gerektiğini ifade eden Yıldız şöyle konuştu:
"99 Marmara Depremi'yle birlikte devlet cok ciddi önlemler almaya başladı. Hangi binalarda hasar var? Deprem yönetmeliğinden önce yapılan binaların yıkıldığını görüyoruz. Kentsel dönüşüm projelerinin bu kadar çok konuşulması ama bir türlü hayata geçirilmemesinin nedeni aslında mevzuat eksikliği, mevzuat çatışması ve mevzuat kaosundan kaynaklı olarak yerel yönetimler de bu noktada yeni konut alanları üretmekte zorlandılar.
Kontrolsüz ve yoğun göçün şehirlerde yarattığı olumsuzlukları binalar manasında da çok ciddi yaşadık. Yani, kentin yayılımı kentleşmenin şekillenmesi noktasında maalesef hepimiz izledik. İktidar da bunu izledi. Milyarlar kentin çeperlerinde ciddi bir gecekondu gezegeni oluşturmaya başladılar. Biz de bunu sadece izledik. Şehrin hafızası uygun olarak yapmalı bu kentsel dönüşüm projelerini. En iyi örneklerinden biri Uzundere'ye bakalım. Vatandaş orada yapılan kentsel dönüşüm konutlarına gitmedi. Uzundere'deki kentsel dönüşüm projesine baktığımız zaman bir taraf Danimarka tarzı bir yer oldu bir taraf Limontepe. "
İlginizi Çekebilir