Can Radyo ve Can TV ortak yayınında, Erdem Uygur ile Bir Diyeceğim Var programının konuğu önceki dönem Bornova Belediye Başkanı olgun atila oldu. Belediye başkanlığı dönemindeki çalışmalara değinen Atila, gündemi değerlendirdi.
Programdan satır başları şöyle...
Görev sürecinde yaptıkları çalışmalardan bahseden Atila, “Bizden önce Kamil hoca (Kamil Okyay Sındır) belediye başkanıydı. Onun zamanından devam eden projeleri tamamladık. Belediyecilik anlayışımız ortak akıl ve katılımcılık... Biz de bunu gerçekleştirmeye çalıştık. Projelerimizi 45 mahallede hiçbir ayrım yapmadan ihtiyaç listesine göre öncelikleri ortaya koyarak yapmaya çalıştık. Projelerimizin hepsi vatandaşlarımızın istek ve talepleri doğrultusunda olmuştur. Dolayısıyla vatandaş, belediye yöneticisi olmuş oluyor. Bornova'daki Aziz Kocaoğlu Stadı İzmir'deki stat sorunun çözülmesine büyük katkı sağladı. İzmir’imizin köklü kulüpleri statta maçlar yaptılar. Göztepe stadı'nın ilk senesinde 14 sene sonra şampiyon oldu. Yine Atatürk kapalı Spor salonunda Türkiye kadınlar basketbol şampiyonası gibi büyük organizasyonlara ev sahipliği yaptık. Dolayısıyla spor anlamında her mahallede halı sahalar yeşil alanlar mevcuttur. 180 bin metrekare yeşil alan kazandırdık. Bizim Bornova'ya verdiğimiz projelerden biri dost market. Bizim için dost kelimesi çok önemli dolayısıyla en önem verdiğimiz projenin adını da dost koyduk. Sağ elin verdiğini sol eli görmeden komşusu açken tok yatılmaz şiarıyla bu projeyi ortaya koyduk. Bornova'daki 6500 hane hiçbir karşılık olmadan ihtiyaçlarını karşıladı. Bu çok önemli bir projeydi. Türkiye'nin pek çok noktasında örnek oluşturdu. Ayrıca down kafe ile down sendromlu vatandaşlarımıza alan açtık.” Dedi.

Türkiye’nin bir deprem bölgesi olduğunu ve bunun bizim hayatlarımızın bir gerçeği olduğunu vurgulayan Atila,” Korkarak değil buna göre yaşamak lazım. Deprem gerçeğini bilerek sağlıklı ve güçlü binalarda yaşamak gerek. Dolayısıyla bunun için belirli planlama kriterleri var. Bu bugünün sorunu değil yüzyılın sorunu aslında. Bundan ders çıkarmış ülkeler var. Japonya gibi Şili gibi... Biz de çok büyük acılar yaşadık. Bundan sonraki dönemlerde geçmişten günümüze ders çıkararak baktığımızda bir bölgenin imara açılmasındaki kriterler, zemin yapısı, o bölgedeki fay hattı kırığı gibi önemli konulara dikkat ederek planlama yapmamız gerekiyor. Biz doğaya zarar vermeyelim diyerek ağaç olmayan ovalarda imar iskan izni verdiler. Oysaki orası tarımın olması gereken yerler ama bugün gelinen noktada bunlar ciddi hatalar. Bu hatalardan ders çıkararak güçlü ve sağlam binalar inşa edebiliriz. İnşaat mühendislerinin, jeoloji mühendislerinin, bilim insanlarının içinde olduğu bir yapılaşma söz konusu ama bir başka konu da var ki, o da ekonomik koşullar. Bu da insanları kaçak yapılara itmekte. Türkiye Cumhuriyeti çok büyük bir devlet. Bunların hepsini planlı bir şekilde yeniden kentlerdeki rantsal değil kentsel dönüşümü sağlayabilir. Bir an önce devletin kaynaklarının doğru bir şekilde kullanılarak israf etmeden bu dönüşüm sağlanabilir.
Depremden bu yana bir valimiz emekli oldu ayrıldı diğer iki vali de siyasete katılmak için istifa etti. Burada sorumluluk alan kimse yok.Kimsenin kabul etmediği ve üstüne almadığı bir süreç söz konusu .Oysaki hepimizin bir özeleştiri yaparak bir beyaz sayfa açması gerekiyor. Biz her 15 20 yılda bir özeleştiri yaparak beyaz sayfa açıyoruz ama yine 15 20 yılda bir imar aflarıyla revize ediliyor. “ şeklinde konuştu.
14 Mayıs'ta yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı Seçimine değinen Atila,” Türkiye 58 gün sonra ikinci bir 14 Mayıs’ta büyük bir değişim sağlayacaktır. 14 mayıs 1950’de tek partili dönemden çift partili döneme geçildi ve demokrasiden çıkan sonuca herkes saygı gösterdi. Şimdi ikinci 14 Mayıs’ta Türkiye ikinci bir büyük değişimle demokratik yollarla hiçbir olumsuzluğun olmadığı bayram havasında bir seçim geçmesini umut ediyorum. Zaten 13. Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu da sabrı ve sakinliği ile Türkiye’ye örnek olmuş bir lider. Türkiye Cumhuriyeti ikinci Kemal’iyle yeni yüzyılda yeni bir sayfa açacak.”şeklinde konuştu.
Milletvekilliğine aday olamayacağını söyleyen Atila, "Bu kritik dönem 'fedakarlık' dönemi dedi."
Atila,"Türkiye’nin bu önemli döneminde katkı sunmak isteyen bütün siyasi partilerdeki arkadaşlarımıza başarılar diliyorum. Türkiye için çok önemli ve kritik bir dönem. Bizim bir ittifakımız da söz konusu ve bu dönem varolan milletvekillerimiz var, başarılı arkadaşlarımız var. Hepsinin görevleri çok önemli. Ben bu dönemin şahsım açısından bir feda sezonu olduğunu düşünüyorum. Kendim için böyle bir adaylık söz konusu değil ancak birinci adaydan daha çok çalışma sözü veriyorum. Her gün sahada olacağım. Zaten bu haftadan itibaren ekimizle birlikte toplumun bütün kesimleriyleriyle biraraya geleceğiz. Altılı masanın bütün ortaklarının il başkanlarıyle, ilçe başkanlarıyla, örgütleriyle bayram havasında bir seçim geçmesi için mücadele edeceğiz. Bu mücadele, Türkiye siyasetinin kurtuluşunu ve tekrar kuruluşunu ifade ediyor. Bunun için bir adaylığa ya da milletvekili olmaya ihtiyaç olduğunu düşünmüyorum. Tam tersi fedakarlık yapmak gerekir." ifadelerini kullandı.
Programdan satır başları şöyle...
Görev sürecinde yaptıkları çalışmalardan bahseden Atila, “Bizden önce Kamil hoca (Kamil Okyay Sındır) belediye başkanıydı. Onun zamanından devam eden projeleri tamamladık. Belediyecilik anlayışımız ortak akıl ve katılımcılık... Biz de bunu gerçekleştirmeye çalıştık. Projelerimizi 45 mahallede hiçbir ayrım yapmadan ihtiyaç listesine göre öncelikleri ortaya koyarak yapmaya çalıştık. Projelerimizin hepsi vatandaşlarımızın istek ve talepleri doğrultusunda olmuştur. Dolayısıyla vatandaş, belediye yöneticisi olmuş oluyor. Bornova'daki Aziz Kocaoğlu Stadı İzmir'deki stat sorunun çözülmesine büyük katkı sağladı. İzmir’imizin köklü kulüpleri statta maçlar yaptılar. Göztepe stadı'nın ilk senesinde 14 sene sonra şampiyon oldu. Yine Atatürk kapalı Spor salonunda Türkiye kadınlar basketbol şampiyonası gibi büyük organizasyonlara ev sahipliği yaptık. Dolayısıyla spor anlamında her mahallede halı sahalar yeşil alanlar mevcuttur. 180 bin metrekare yeşil alan kazandırdık. Bizim Bornova'ya verdiğimiz projelerden biri dost market. Bizim için dost kelimesi çok önemli dolayısıyla en önem verdiğimiz projenin adını da dost koyduk. Sağ elin verdiğini sol eli görmeden komşusu açken tok yatılmaz şiarıyla bu projeyi ortaya koyduk. Bornova'daki 6500 hane hiçbir karşılık olmadan ihtiyaçlarını karşıladı. Bu çok önemli bir projeydi. Türkiye'nin pek çok noktasında örnek oluşturdu. Ayrıca down kafe ile down sendromlu vatandaşlarımıza alan açtık.” Dedi.

Türkiye’nin bir deprem bölgesi olduğunu ve bunun bizim hayatlarımızın bir gerçeği olduğunu vurgulayan Atila,” Korkarak değil buna göre yaşamak lazım. Deprem gerçeğini bilerek sağlıklı ve güçlü binalarda yaşamak gerek. Dolayısıyla bunun için belirli planlama kriterleri var. Bu bugünün sorunu değil yüzyılın sorunu aslında. Bundan ders çıkarmış ülkeler var. Japonya gibi Şili gibi... Biz de çok büyük acılar yaşadık. Bundan sonraki dönemlerde geçmişten günümüze ders çıkararak baktığımızda bir bölgenin imara açılmasındaki kriterler, zemin yapısı, o bölgedeki fay hattı kırığı gibi önemli konulara dikkat ederek planlama yapmamız gerekiyor. Biz doğaya zarar vermeyelim diyerek ağaç olmayan ovalarda imar iskan izni verdiler. Oysaki orası tarımın olması gereken yerler ama bugün gelinen noktada bunlar ciddi hatalar. Bu hatalardan ders çıkararak güçlü ve sağlam binalar inşa edebiliriz. İnşaat mühendislerinin, jeoloji mühendislerinin, bilim insanlarının içinde olduğu bir yapılaşma söz konusu ama bir başka konu da var ki, o da ekonomik koşullar. Bu da insanları kaçak yapılara itmekte. Türkiye Cumhuriyeti çok büyük bir devlet. Bunların hepsini planlı bir şekilde yeniden kentlerdeki rantsal değil kentsel dönüşümü sağlayabilir. Bir an önce devletin kaynaklarının doğru bir şekilde kullanılarak israf etmeden bu dönüşüm sağlanabilir.
Depremden bu yana bir valimiz emekli oldu ayrıldı diğer iki vali de siyasete katılmak için istifa etti. Burada sorumluluk alan kimse yok.Kimsenin kabul etmediği ve üstüne almadığı bir süreç söz konusu .Oysaki hepimizin bir özeleştiri yaparak bir beyaz sayfa açması gerekiyor. Biz her 15 20 yılda bir özeleştiri yaparak beyaz sayfa açıyoruz ama yine 15 20 yılda bir imar aflarıyla revize ediliyor. “ şeklinde konuştu.
14 Mayıs'ta yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı Seçimine değinen Atila,” Türkiye 58 gün sonra ikinci bir 14 Mayıs’ta büyük bir değişim sağlayacaktır. 14 mayıs 1950’de tek partili dönemden çift partili döneme geçildi ve demokrasiden çıkan sonuca herkes saygı gösterdi. Şimdi ikinci 14 Mayıs’ta Türkiye ikinci bir büyük değişimle demokratik yollarla hiçbir olumsuzluğun olmadığı bayram havasında bir seçim geçmesini umut ediyorum. Zaten 13. Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu da sabrı ve sakinliği ile Türkiye’ye örnek olmuş bir lider. Türkiye Cumhuriyeti ikinci Kemal’iyle yeni yüzyılda yeni bir sayfa açacak.”şeklinde konuştu.
Milletvekilliğine aday olamayacağını söyleyen Atila, "Bu kritik dönem 'fedakarlık' dönemi dedi."
Atila,"Türkiye’nin bu önemli döneminde katkı sunmak isteyen bütün siyasi partilerdeki arkadaşlarımıza başarılar diliyorum. Türkiye için çok önemli ve kritik bir dönem. Bizim bir ittifakımız da söz konusu ve bu dönem varolan milletvekillerimiz var, başarılı arkadaşlarımız var. Hepsinin görevleri çok önemli. Ben bu dönemin şahsım açısından bir feda sezonu olduğunu düşünüyorum. Kendim için böyle bir adaylık söz konusu değil ancak birinci adaydan daha çok çalışma sözü veriyorum. Her gün sahada olacağım. Zaten bu haftadan itibaren ekimizle birlikte toplumun bütün kesimleriyleriyle biraraya geleceğiz. Altılı masanın bütün ortaklarının il başkanlarıyle, ilçe başkanlarıyla, örgütleriyle bayram havasında bir seçim geçmesi için mücadele edeceğiz. Bu mücadele, Türkiye siyasetinin kurtuluşunu ve tekrar kuruluşunu ifade ediyor. Bunun için bir adaylığa ya da milletvekili olmaya ihtiyaç olduğunu düşünmüyorum. Tam tersi fedakarlık yapmak gerekir." ifadelerini kullandı.