Gündem
13 Şubat 2020 - 15:58
Güncelleme: 13 Şubat 2020 - 16:16
İZMİR DÜŞÜNCE TOPLULUĞU SÖZCÜSÜ AKIN: "URLA'YA KAYYUM ATANMASI VE ACİL KAMULAŞTIRMA TESADÜF DEĞİL"
Can Radyo'da Birol Soylu ile 10. Köy programının konuğu İzmir Düşünce Topluluğu Sözcüsü İbrahim Akın oldu. Programda, Urla ve Çeşme'de gerçekleşmesi tasarlanan kanal projesinin ekolojik etkileri masaya yatırıldı.
Gündem
13 Şubat 2020 - 15:58
Güncelleme: 13 Şubat 2020 - 16:16
Programdan satır başları şöyle..
İzmir Düşünce Topluluğunun 7 yıldır çalışmalarına devam ettiğini söyleyen İbrahim Akın topluluğun kuruluş amacını şöyle anlattı:
" Türkiye'nin tüm sorunlarını farklı mozaiklerini bir araya getirerek, çeşitli görüşlerle bir tartışma ortamı oluşturmayı amaçlayan bir topluluğuz. Türkiye'deki gidişatın kötü olduğunu fark ettik. Bunun üzerine daha çok sol ve aydın üyelerin bir araya geldiği bu topluluğu kurduk. Türkiye ve İzmir^deki yaşamın nasıl daha iyi olacağına dair bir tartışma tabanı oluşturan bir topluluğuz"
"Çeşme ve Urla'daki acil kamulaştırma ve Urla'ya Kayyum ataması tesadüf değil"
İstanbul Kanal Projesinde nasıl bir rant varsa aynı durumun urla ve Çeşme için de geçerli olduğunu söyleyen Akın: "İzmir Valiliği Jeotermal Santral veya enerji politikaları gereği 33 ayrı alanda ihaleye çıkardı. Bu ihale çıkarılan toprak alanları işgal edildiğinde İzmir'in kullanılabilir toprak arazisinin üçte birine tekabul ediyor. Bu ciddi bir el koyma meselesidir. Kamulaştırarak kendi yandaş gruplara ihale edildiğini gördük. Bu proje bir ihtiyaç değil AKP ve MHP iktidarının kendi ekonomik ve siyasi varlığını devam ettirmek için oluşturulduğunu düşünüyorum. Acil kamulaştırma, olağanüstü hallerde ve savaşlarda uygulanır. Şu anda Cumhurbaşkanı'nın kararı ile sanki savaş varmış gibi, ihtiyaç varmış gibi kamulaştırılıyor" şeklinde konuştu.
Urla Belediyesine kayyum atanmasının tesadüf olmadığını dile getiren Akın: " Demokratik olarak kabul edilecek bir durum değil. Hangi belediye olursa olsun ister AKP'li olsun ister MHP'li HDP'li olsun buna itiraz etmek bizim hakkımız. Hukuki olarak burada bir suç var. Halkın iradesi yok sayılmamalı. Kayyum sonrası daha da vahim bir durum. Acil kamulaştırma meselesinin kayyumun hemen sonrasında olması tesadüf bir olay değil, alt yapısını oluşturmak için kayyum atandığını düşünüyorum. Bu durumu fırsata çevirdiler" ifadelerini kullandı.
"Para ve iktidar hırsı her şeyin önüne geçmiş durumda"
"Kim olursak olalım aynı havayı soluyor aynı suyu içiyoruz" diyen Akın şöyle devam etti: " Türkiye'nin Çevre ve ekoloji adına yeterli politikaları maalesef yok. Toplumsal olaylar, felaketler oldukça göstermelik düzeltmeler yapılıyor ama uygulamaya geçilmiyor. Şu anda fabrikalarda baca filtreleri hala kullanılmıyor. Urla Zeytineli'nde 333 parselin Çeşme'de ise 178 adet parselin acil kamulaştırılması Cumhurbaşkanı kararı ile resmi gazetede yayınlandı. DİSK Genel Başkanı Memiş Sarı ile görüştüğümüzde DİSK'e ait arazi için 4-5 farklı proje ile teklif sunduklarını söyledi. Ancak bu alanın turizm alanı olmayacağını söyledik şimdi ise DİSK'in arazisi dahil olmak üzere pek çok vatandaşın arazisine el konulmuştur.Bu alandaki tahribatların telafisi 30 yılımızı alacaktır. Para ve iktidar hırsı her şeyin önüne geçmiş durumda. Ekolojik olarak geleceğimiz ölüyor."
İzmir Düşünce Topluluğunun 7 yıldır çalışmalarına devam ettiğini söyleyen İbrahim Akın topluluğun kuruluş amacını şöyle anlattı:
" Türkiye'nin tüm sorunlarını farklı mozaiklerini bir araya getirerek, çeşitli görüşlerle bir tartışma ortamı oluşturmayı amaçlayan bir topluluğuz. Türkiye'deki gidişatın kötü olduğunu fark ettik. Bunun üzerine daha çok sol ve aydın üyelerin bir araya geldiği bu topluluğu kurduk. Türkiye ve İzmir^deki yaşamın nasıl daha iyi olacağına dair bir tartışma tabanı oluşturan bir topluluğuz"
"Çeşme ve Urla'daki acil kamulaştırma ve Urla'ya Kayyum ataması tesadüf değil"
İstanbul Kanal Projesinde nasıl bir rant varsa aynı durumun urla ve Çeşme için de geçerli olduğunu söyleyen Akın: "İzmir Valiliği Jeotermal Santral veya enerji politikaları gereği 33 ayrı alanda ihaleye çıkardı. Bu ihale çıkarılan toprak alanları işgal edildiğinde İzmir'in kullanılabilir toprak arazisinin üçte birine tekabul ediyor. Bu ciddi bir el koyma meselesidir. Kamulaştırarak kendi yandaş gruplara ihale edildiğini gördük. Bu proje bir ihtiyaç değil AKP ve MHP iktidarının kendi ekonomik ve siyasi varlığını devam ettirmek için oluşturulduğunu düşünüyorum. Acil kamulaştırma, olağanüstü hallerde ve savaşlarda uygulanır. Şu anda Cumhurbaşkanı'nın kararı ile sanki savaş varmış gibi, ihtiyaç varmış gibi kamulaştırılıyor" şeklinde konuştu.
Urla Belediyesine kayyum atanmasının tesadüf olmadığını dile getiren Akın: " Demokratik olarak kabul edilecek bir durum değil. Hangi belediye olursa olsun ister AKP'li olsun ister MHP'li HDP'li olsun buna itiraz etmek bizim hakkımız. Hukuki olarak burada bir suç var. Halkın iradesi yok sayılmamalı. Kayyum sonrası daha da vahim bir durum. Acil kamulaştırma meselesinin kayyumun hemen sonrasında olması tesadüf bir olay değil, alt yapısını oluşturmak için kayyum atandığını düşünüyorum. Bu durumu fırsata çevirdiler" ifadelerini kullandı.
"Para ve iktidar hırsı her şeyin önüne geçmiş durumda"
"Kim olursak olalım aynı havayı soluyor aynı suyu içiyoruz" diyen Akın şöyle devam etti: " Türkiye'nin Çevre ve ekoloji adına yeterli politikaları maalesef yok. Toplumsal olaylar, felaketler oldukça göstermelik düzeltmeler yapılıyor ama uygulamaya geçilmiyor. Şu anda fabrikalarda baca filtreleri hala kullanılmıyor. Urla Zeytineli'nde 333 parselin Çeşme'de ise 178 adet parselin acil kamulaştırılması Cumhurbaşkanı kararı ile resmi gazetede yayınlandı. DİSK Genel Başkanı Memiş Sarı ile görüştüğümüzde DİSK'e ait arazi için 4-5 farklı proje ile teklif sunduklarını söyledi. Ancak bu alanın turizm alanı olmayacağını söyledik şimdi ise DİSK'in arazisi dahil olmak üzere pek çok vatandaşın arazisine el konulmuştur.Bu alandaki tahribatların telafisi 30 yılımızı alacaktır. Para ve iktidar hırsı her şeyin önüne geçmiş durumda. Ekolojik olarak geleceğimiz ölüyor."
İlginizi Çekebilir