Toplumsal cinsiyet ve kalkınma politikaları alanında çalışmaları olan feminist akademisyen Prof. Deniz Kandiyoti, devletin toplumsal cinsiyet alanında ideolojik hegemonya kurma çabalarının bir ‘aile irşat ve danışmanlık sektörü’ yarattığını belirtti.
Bu çöküşün aynı zamanda kültürel de olduğunu anlatan Kandiyoti şöyle devam etti: “Mesela Arap dünyasında Türk dizilerinin korkunç etkileri oldu. Çünkü hem Müslüman bir ülke, iftar yemeğine gidiyorlar, ondan sonra adam karısına diyor ki, ‘Kusura bakma sevgilim, özür dilerim kalbini kırdımsa’ diyor. Arap kadın bunu görüyor, deliriyor, kocasına gidiyor. ‘Bak neler yapıyor’ diyor ‘elalem’. Dizi yüzünden karısını boşayan oldu, Tunus’ta, Cezayir’de.”
‘Ataerkil pazarlık’ dönemi bitti
Kandiyoti, kendisinin literatüre soktuğu ‘ataerkil pazarlık’ döneminin bittiğini ve eril restorasyon döneminin başladığını anlatırken şu ifadeleri kullandı: “Ataerkil pazarlık bir sözleşmeye dayalıdır. Kadın evinin kadını olacak, çocuklarını doğuracak ve onlara bakacak, kocasına bakacak fakat kocası her türlü ihtiyacını eksiksiz bir şekilde karşılayacak. Bu ataerkil pazarlık rekabetçi ortam, işsizlik, yoksulluk gibi neo-liberal politikaların sonuçları nedeniyle çöktü.”Bu çöküşün aynı zamanda kültürel de olduğunu anlatan Kandiyoti şöyle devam etti: “Mesela Arap dünyasında Türk dizilerinin korkunç etkileri oldu. Çünkü hem Müslüman bir ülke, iftar yemeğine gidiyorlar, ondan sonra adam karısına diyor ki, ‘Kusura bakma sevgilim, özür dilerim kalbini kırdımsa’ diyor. Arap kadın bunu görüyor, deliriyor, kocasına gidiyor. ‘Bak neler yapıyor’ diyor ‘elalem’. Dizi yüzünden karısını boşayan oldu, Tunus’ta, Cezayir’de.”