İzmir'de sabah saatlerinde meydana gelen ve endişeye neden olan 5,1 büyüklüğündeki deprem ile ilgili Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan açıklamada bulundu.Ercan açıklamasında "Kuşadası Pamucak Körfezi kuzeyinde 08.19’de M5,1 büyüklüğünde bir deprem oldu. Bunun ana deprem olduğu kanısındayım. Artçılar 2 hafta sönümlenerek sürecektir. Bir iki gün içinde M4 büyüklüğünde bir artçı gelebilir. Bu büyüklükte deprem bu bölgede yıkıcı değildir. Sorun yok" dedi. PROF. DR. ERCAN: 2024 DEPREMSİZ GEÇMEYECEK
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maden Fakültesi Öğretim Üyesi Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, 5.1 büyüklüğündeki depremle ilgili açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Ercan, “Bu deprem aslında Tuzla Kırığı'nın ikincil kırığı olan Klaros Ahmetbeyli'den Menderes ilçesine doğru uzanan ikincil kırığın; Küçük Menderes kırığının kuzey koluyla kesişme yerinde olmuştur. Beklenen büyüklüktedir. Yaklaşık bir aydır Türkiye'de açıklamalar yapıyorum. Anadolu'nun çok gergin olduğunu ve orta büyüklükte depremleri üretmeye gebe olduğunu söylüyorum. 4.4 ile başlayan depremler boyutunu 3 gündür arttırdı. Malatya'da 5.1 bugün de İzmir'de 5.1 olarak gerçekleşti. Bunlar durmayacak. Gelecek günlerde daha da büyüyerek, Anadolu'nun diri kırıkları boyunca yeni kırıkların olduğunu göreceğiz. 2024 depremsiz geçmeyecek. Anadolu hala gerilmeye devam ediyor. 15 milyon yıldır bu bölgede depremler Anadolu uygarlıkları sırasında da hep deneyimlenmiştir. Bu sürecek. Nasıl her gün güneş doğuyorsa, Türkiye'den depremler asla ayrılmayacak" dedi. 'YAŞLI KIRIKLAR DAHA BÜYÜK DEPREM ÜRETMEZ'
Önemli olanın sağlam yerlerde, sağlam yapıları kurmak olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ercan, “Bunun için de güçlü bir ekonomi ve geçim sıkıntısının olmaması gerekiyor. Eğitimin de bu yönde arttırılması gerekiyor. Depremler bir yazgı değildir. Korkuyu yenmek için de sağlam yerde, sağlam yapı olmalı. Bu işin tek çaresi bu. Bugün yine bir sürü söylence çıkacaktır. 'Beklenen İzmir depreminin ayak sesleri gibi' ifadeler yer alacaktır. Bunlar doğru değil. Bu deprem yaşlı kırıklar üzerinde oldu. Yaşlı kırıklar daha büyük deprem üretmez. Bu bölgedeki depremin yıkıcı olabilmesi için 6.4'ten daha büyük olması gerekiyor. Tıpkı Sisam depreminin 6.7 olup da yıkıcı olması gibi. 6.4'ü bu kırıklar üretmez. Onun için bu yerel bir depremdir. Korku saçmayı anlamsız buluyorum" diye konuştu.
'4 YA DA 4.5 BÜYÜKLÜĞÜNDE ARTÇILAR OLABİLİR'
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Uygulama ve Araştırma Merkez Müdürü Doç. Dr. Ökmen Sümer ise "Bu deprem, çok iyi hatırladığımız ve maalesef mal ve can kayıplarına sebep olan 30 Ekim 2020 depreminin deformasyon alanı içerisinde, ana fay sisteminin kuzeyinde, Gümüldür Fayı'nın güneydoğu ucunda, 6-8 kilometre uzunluğunda yaklaşık doğu batı doğrultulu, kırılmamış bir fay parçasında gerçekleşmiştir. Bu deformasyon alanında, bölgenin genel tektonik çatısına uygun, bu büyüklükte depremlerin gerçekleşmesi olağan bir durumdur. Denizdeki bu büyüklükteki depremler kendi dinamiği içinde eğer deniz içinde kritik bir dengede duran herhangi bir kütleyi tetiklememişlerse hasar verici herhangi bir tsunami tehdidi oluşturmazlar. Sarsıntı kaynaklı ufak salınımlar üretirler. Bu depremin önümüzdeki dönemde 4 ya da 4.5 büyüklüğüne ulaşan artçıları olabilir."
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maden Fakültesi Öğretim Üyesi Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, 5.1 büyüklüğündeki depremle ilgili açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Ercan, “Bu deprem aslında Tuzla Kırığı'nın ikincil kırığı olan Klaros Ahmetbeyli'den Menderes ilçesine doğru uzanan ikincil kırığın; Küçük Menderes kırığının kuzey koluyla kesişme yerinde olmuştur. Beklenen büyüklüktedir. Yaklaşık bir aydır Türkiye'de açıklamalar yapıyorum. Anadolu'nun çok gergin olduğunu ve orta büyüklükte depremleri üretmeye gebe olduğunu söylüyorum. 4.4 ile başlayan depremler boyutunu 3 gündür arttırdı. Malatya'da 5.1 bugün de İzmir'de 5.1 olarak gerçekleşti. Bunlar durmayacak. Gelecek günlerde daha da büyüyerek, Anadolu'nun diri kırıkları boyunca yeni kırıkların olduğunu göreceğiz. 2024 depremsiz geçmeyecek. Anadolu hala gerilmeye devam ediyor. 15 milyon yıldır bu bölgede depremler Anadolu uygarlıkları sırasında da hep deneyimlenmiştir. Bu sürecek. Nasıl her gün güneş doğuyorsa, Türkiye'den depremler asla ayrılmayacak" dedi. 'YAŞLI KIRIKLAR DAHA BÜYÜK DEPREM ÜRETMEZ'
Önemli olanın sağlam yerlerde, sağlam yapıları kurmak olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ercan, “Bunun için de güçlü bir ekonomi ve geçim sıkıntısının olmaması gerekiyor. Eğitimin de bu yönde arttırılması gerekiyor. Depremler bir yazgı değildir. Korkuyu yenmek için de sağlam yerde, sağlam yapı olmalı. Bu işin tek çaresi bu. Bugün yine bir sürü söylence çıkacaktır. 'Beklenen İzmir depreminin ayak sesleri gibi' ifadeler yer alacaktır. Bunlar doğru değil. Bu deprem yaşlı kırıklar üzerinde oldu. Yaşlı kırıklar daha büyük deprem üretmez. Bu bölgedeki depremin yıkıcı olabilmesi için 6.4'ten daha büyük olması gerekiyor. Tıpkı Sisam depreminin 6.7 olup da yıkıcı olması gibi. 6.4'ü bu kırıklar üretmez. Onun için bu yerel bir depremdir. Korku saçmayı anlamsız buluyorum" diye konuştu.
'4 YA DA 4.5 BÜYÜKLÜĞÜNDE ARTÇILAR OLABİLİR'
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Uygulama ve Araştırma Merkez Müdürü Doç. Dr. Ökmen Sümer ise "Bu deprem, çok iyi hatırladığımız ve maalesef mal ve can kayıplarına sebep olan 30 Ekim 2020 depreminin deformasyon alanı içerisinde, ana fay sisteminin kuzeyinde, Gümüldür Fayı'nın güneydoğu ucunda, 6-8 kilometre uzunluğunda yaklaşık doğu batı doğrultulu, kırılmamış bir fay parçasında gerçekleşmiştir. Bu deformasyon alanında, bölgenin genel tektonik çatısına uygun, bu büyüklükte depremlerin gerçekleşmesi olağan bir durumdur. Denizdeki bu büyüklükteki depremler kendi dinamiği içinde eğer deniz içinde kritik bir dengede duran herhangi bir kütleyi tetiklememişlerse hasar verici herhangi bir tsunami tehdidi oluşturmazlar. Sarsıntı kaynaklı ufak salınımlar üretirler. Bu depremin önümüzdeki dönemde 4 ya da 4.5 büyüklüğüne ulaşan artçıları olabilir."