Gündem
06 Temmuz 2020 - 15:34
Güncelleme: 06 Temmuz 2020 - 15:43
CHP Parti Meclis Üyesi Umut Tekin: "Örgütün iradesinin dışında bir adım atmam "
Can Radyo'da yayınlanan Birol Soylu İle 10. Köy Programının konuğu CHP Parti Meclis Üyesi Umut Tekin oldu. Programda Türkiye'de muhalefet olmayı ve CHP'nin olağan kurultay süreci ve baroların mücadelesi konuşuldu.
Gündem
06 Temmuz 2020 - 15:34
Güncelleme: 06 Temmuz 2020 - 15:43
Programdan satırbaşları şöyle:
Demokrasilerde en önemli ayağın muhalefet olduğunu söyleyen Umut Tekin, "Muhalefet, demokrasinin kılcal damarlarıdır. Ancak AKP hükümeti başta demokratik temelle kurulduklarını söylerken 18 yılın sonunda bunun tam tersi anlayışta olduklarını gördük. Beraber yürüdükleri cemaatler ile ittifakları ile ülke bu hale geldi. Havuz basının oluşması yargının ele geçirilmesi gibi. Bugünlerde sosyal medya ile ilgili yapılan düzenlemeler gündemde. Sosyal medyada birbirine hakaret etmek tabi ki yanlış ama bunun çözümü kısıtlama değil. Yasakçı bir zihniyet ile ülkenin ahlakını düzeltemezsiniz. Bunun bir örneği de barolar.
Tek adam rejimli çoklu baro sistemi: Kendi yönetemediğini bölme çabasıdır. Hükümete yakın avukatların davalarının hızlı ilerlemesini sağlarken muhalif avukatlara tam tersi iş kaygısını bile gündeme getiriyor. Metin Feyzioğlu, populist siyaset anlayışı ile farklı bir gemiye binmiş durumda. Görünen o ki yanlış bir duruş içerisinde. Hükümetler iktidarlar geçicidir. Adalet hepimize gerekli" şeklinde konuştu.
Demokrasi, azınlığın haklarının çoğunluk tarafından savunulduğu bir sistemdir
CHP'li vekillerin mecliste büyük bir mücadele içinde olduklarını söyleyen Tekin, "4 gündür milletvekillerimiz mecliste dişe diş mücadelelerde bulunuyorlar. Ama sistem meclisi etkisiz hale getirdi. Aslında boşuna konuşuluyor boşuna tartışılıyor gibi bir durum var. Sayı çoğunluğu onlarda olduğu için, baştaki ne diyorsa ona göre el kaldırıp yasayı meclisten geçiriyorlar. Oysa ki demokrasi, azınlığın haklarının çoğunluk tarafından savunulduğu bir sistemdir . Bu yasa geçtikten sonra AKP ve MHP ortak bir fotoğraf çekildiler. Ama eminiz ki birkaç yıl sonra diyecekler ki "Kandırıldık" Örgütlü mücadele yapacak kurum kalmayınca toplumsal mücadeleyi yapacak kurum ve partilerin etkili olması zor ama mücadeleden de vazgeçmeyeceğiz" dedi.
Pandemi sürecinde sosyal devlet alanında sınıfta kalındı
Pandemi sürecinde yerel yönetimler ile CHP'nin geniş kitlelere ulaştığını dile getiren Tekin, " Geçirdiğimiz salgın sürecinde merkezi hükümet beceriksizliğini ortaya koydu. Her ne kadar vaka olarak başarılı olduğumuz söylense de maalesef sosyal devlet alanında sınıfta kalındı. İşçiye, esnafa, öğrenciye yardımda bulunulması gerekirken '10'ar lira gönderin' denildi. CHP'li yerel belediyelerimiz ise 'Sizin için ne yapabiliriz' dedi. İzmir Büyükşehir Belediyesi maske nasıl dağıtılır onu gösterdi. İzmir dışındaki diğer büyükşehirlerimizde alnımızın akıyla sonuçlandırdık. Bu sürecin etkilerini ağır bir şekilde hissediyoruz. Ama belediyelerimiz, bu mücadeleye devam edecekler. Siyasi açıdan bakınca, kendimizi çok iyi anlatamadığımız, bizi yanlış tanıyan kesimlere kitlelere ulaşmış olduk. Ülke üretmediği için ekonomimiz berbat durumda. Ülke darboğazın eşiğinde. Bunun da çözümü CHP'nin iktidarında olacağını söyleyebiliriz" ifadelerini kullandı.
CHP'nin Kurultay sürecini değerlendiren Tekin, "25-26 Temmuz'da gerçekleştireceğimiz kurultayımızın tarihine Sağlık Bakanlığı ile görüşerek karar verdik. Pik dönemini aştığımızı söylediler. Eylül, ekim aylarında yaşanacak hareketlilik tekrardan vakalarının artacağı söyleniyor. Bu dönemde yapılmalı denildi ancak yine de belli önlemler ile yapılacak. Bu buluşmaya hazırlıklı değiliz ama yapılması gerekiyor. Bir şekilde bu mücadeleye devam etmek gerekiyor. Geçen yıllardaki gibi 50 bin kişilik bir kurultay söz konusu değil. En uygun şekilde alanları ayarlamaya çalışıyoruz. Teması en aza indirgemek gerekli."dedi.
Her daim partim için çalışmaya devam edeceğim
Her daim CHP örgütü içinde çalışacağını söyleyen Tekin, "Şubat ayına bana görevim teslim edildi. Örgütten geldim örgüte gidiyorum. Her daim partim için çalışmaya devam edeceğim. Örgütümüzdeki arkadaşlarımız , bana "Aday mısınız?" diye sorduklarında ben de örgütümüz isterse neden olmasın diyorum. Siyaset yaptığım yer İzmir. Dolayısıyla İl Başkanımız Deniz Yücel'e bağlıyım. Kendisi böyle bir şey söylerse yine aday olurum. Ama olmazsa da örgütümde çalışmaya devam ederim. Örgütün iradesinin dışında bir adım atmam." diye konuştu.
CHP iktidarı ile hak, hukuk, adalet ile ülke daha yaşanılabilir bir hal alacak
İzmir'de CHP'li siyasetçilerin yaşadığı baskılara değinen Tekin, " Savunma hakkı vermeden infazını yapıyorlar. Yargıda öyle bir FETÖ ağı kuruldu ki kendileri bile temizleyemiyorlar. O savcı ve hakimler görevdeler ve hükümler veriyorlar. Bununla ilgili komisyonları açmıyorlar ki bir üst kurula gidebilesiniz. Biz partililerimizin arkasındayız ama sadece partili değil. Bu ülkede sanatçısı, yazarı, gazetecisi için de aynı mücadeleyi vermemiz gerekiyor. Önümüzde kurultayımız var. İktidara en yakın olduğumuz bir dönemin kurultayı. Yerelde ülkenin çoğunluğunu yöneten bir partiyiz. Adalet ekmek gibidir. CHP iktidarı ile hak, hukuk, adalet ile ülke daha yaşanılabilir bir hal alacak." dedi.
Demokrasilerde en önemli ayağın muhalefet olduğunu söyleyen Umut Tekin, "Muhalefet, demokrasinin kılcal damarlarıdır. Ancak AKP hükümeti başta demokratik temelle kurulduklarını söylerken 18 yılın sonunda bunun tam tersi anlayışta olduklarını gördük. Beraber yürüdükleri cemaatler ile ittifakları ile ülke bu hale geldi. Havuz basının oluşması yargının ele geçirilmesi gibi. Bugünlerde sosyal medya ile ilgili yapılan düzenlemeler gündemde. Sosyal medyada birbirine hakaret etmek tabi ki yanlış ama bunun çözümü kısıtlama değil. Yasakçı bir zihniyet ile ülkenin ahlakını düzeltemezsiniz. Bunun bir örneği de barolar.
Tek adam rejimli çoklu baro sistemi: Kendi yönetemediğini bölme çabasıdır. Hükümete yakın avukatların davalarının hızlı ilerlemesini sağlarken muhalif avukatlara tam tersi iş kaygısını bile gündeme getiriyor. Metin Feyzioğlu, populist siyaset anlayışı ile farklı bir gemiye binmiş durumda. Görünen o ki yanlış bir duruş içerisinde. Hükümetler iktidarlar geçicidir. Adalet hepimize gerekli" şeklinde konuştu.
Demokrasi, azınlığın haklarının çoğunluk tarafından savunulduğu bir sistemdir
CHP'li vekillerin mecliste büyük bir mücadele içinde olduklarını söyleyen Tekin, "4 gündür milletvekillerimiz mecliste dişe diş mücadelelerde bulunuyorlar. Ama sistem meclisi etkisiz hale getirdi. Aslında boşuna konuşuluyor boşuna tartışılıyor gibi bir durum var. Sayı çoğunluğu onlarda olduğu için, baştaki ne diyorsa ona göre el kaldırıp yasayı meclisten geçiriyorlar. Oysa ki demokrasi, azınlığın haklarının çoğunluk tarafından savunulduğu bir sistemdir . Bu yasa geçtikten sonra AKP ve MHP ortak bir fotoğraf çekildiler. Ama eminiz ki birkaç yıl sonra diyecekler ki "Kandırıldık" Örgütlü mücadele yapacak kurum kalmayınca toplumsal mücadeleyi yapacak kurum ve partilerin etkili olması zor ama mücadeleden de vazgeçmeyeceğiz" dedi.
Pandemi sürecinde sosyal devlet alanında sınıfta kalındı
Pandemi sürecinde yerel yönetimler ile CHP'nin geniş kitlelere ulaştığını dile getiren Tekin, " Geçirdiğimiz salgın sürecinde merkezi hükümet beceriksizliğini ortaya koydu. Her ne kadar vaka olarak başarılı olduğumuz söylense de maalesef sosyal devlet alanında sınıfta kalındı. İşçiye, esnafa, öğrenciye yardımda bulunulması gerekirken '10'ar lira gönderin' denildi. CHP'li yerel belediyelerimiz ise 'Sizin için ne yapabiliriz' dedi. İzmir Büyükşehir Belediyesi maske nasıl dağıtılır onu gösterdi. İzmir dışındaki diğer büyükşehirlerimizde alnımızın akıyla sonuçlandırdık. Bu sürecin etkilerini ağır bir şekilde hissediyoruz. Ama belediyelerimiz, bu mücadeleye devam edecekler. Siyasi açıdan bakınca, kendimizi çok iyi anlatamadığımız, bizi yanlış tanıyan kesimlere kitlelere ulaşmış olduk. Ülke üretmediği için ekonomimiz berbat durumda. Ülke darboğazın eşiğinde. Bunun da çözümü CHP'nin iktidarında olacağını söyleyebiliriz" ifadelerini kullandı.
CHP'nin Kurultay sürecini değerlendiren Tekin, "25-26 Temmuz'da gerçekleştireceğimiz kurultayımızın tarihine Sağlık Bakanlığı ile görüşerek karar verdik. Pik dönemini aştığımızı söylediler. Eylül, ekim aylarında yaşanacak hareketlilik tekrardan vakalarının artacağı söyleniyor. Bu dönemde yapılmalı denildi ancak yine de belli önlemler ile yapılacak. Bu buluşmaya hazırlıklı değiliz ama yapılması gerekiyor. Bir şekilde bu mücadeleye devam etmek gerekiyor. Geçen yıllardaki gibi 50 bin kişilik bir kurultay söz konusu değil. En uygun şekilde alanları ayarlamaya çalışıyoruz. Teması en aza indirgemek gerekli."dedi.
Her daim partim için çalışmaya devam edeceğim
Her daim CHP örgütü içinde çalışacağını söyleyen Tekin, "Şubat ayına bana görevim teslim edildi. Örgütten geldim örgüte gidiyorum. Her daim partim için çalışmaya devam edeceğim. Örgütümüzdeki arkadaşlarımız , bana "Aday mısınız?" diye sorduklarında ben de örgütümüz isterse neden olmasın diyorum. Siyaset yaptığım yer İzmir. Dolayısıyla İl Başkanımız Deniz Yücel'e bağlıyım. Kendisi böyle bir şey söylerse yine aday olurum. Ama olmazsa da örgütümde çalışmaya devam ederim. Örgütün iradesinin dışında bir adım atmam." diye konuştu.
CHP iktidarı ile hak, hukuk, adalet ile ülke daha yaşanılabilir bir hal alacak
İzmir'de CHP'li siyasetçilerin yaşadığı baskılara değinen Tekin, " Savunma hakkı vermeden infazını yapıyorlar. Yargıda öyle bir FETÖ ağı kuruldu ki kendileri bile temizleyemiyorlar. O savcı ve hakimler görevdeler ve hükümler veriyorlar. Bununla ilgili komisyonları açmıyorlar ki bir üst kurula gidebilesiniz. Biz partililerimizin arkasındayız ama sadece partili değil. Bu ülkede sanatçısı, yazarı, gazetecisi için de aynı mücadeleyi vermemiz gerekiyor. Önümüzde kurultayımız var. İktidara en yakın olduğumuz bir dönemin kurultayı. Yerelde ülkenin çoğunluğunu yöneten bir partiyiz. Adalet ekmek gibidir. CHP iktidarı ile hak, hukuk, adalet ile ülke daha yaşanılabilir bir hal alacak." dedi.
İlginizi Çekebilir