CAN HABER-BÜŞRA IRMAK
Programdan satır başları şöyle...
Etnik kimliklerimizin, hangi siyasi partiyi desteklediğimizin bir öneminin kalmadığını gördük. Çünkü adalet herkes için önemli. Kılıçdaroğlu o yaşına rağmen o yürüyüşü gerçekleştirdi ve o yürüyüş bize büyükşehir belediyelerini getirdi. Bir sonraki seçimlerde iktidarı getirecek.
Mücadeleden geliyoruz. Mücadeleyi istiyoruz. Savunma hakkının kutsallığını biliyoruz. Savunma hakkına bir müdahale gelemez. Bunu biliyoruz. Benim gibi düşünmeyen biri olunca onun savunma hakkını yok sayan bir hukuk sistemi önümüze çıkıyor.
Gençlik siyaseti hayatınızın en unutulmaz zamanları ve en güzel yanı ise memleketinize dair bir şeyler yaptığınıza dair inancınız. Gençlik siyasetine baktığımızda, bölmeye çalıştıkları bir siyaset olduğunu görüyoruz. Ancak her şeye rağmen gençlik tek adama 2013'te çok güzel bir ders verdi. O gençler bize karışma, giyinişimize karışma, sınav sorularımızı çalma, ne içtiğimize karışma dediler ve birçok şey söylediler. Bunu başarılı kılan hepimizin bir arada olmasıydı. Orada gençlerin siyasetin içinde olduğunu gördük.
Siyasi partiler gençlik kollarını bir komisyon olarak görülüyor. Bütün siyasi partiler bir araya gelerek bu apolitik gençleri siyasete çekebilmeli. İllaki CHP'ye değil, hangi parti olursa olsun siyasete girsin ve orada bir şeyler tartışalım.
TÜİK, bu iktidarın noteri haline gelmiş durumda. TÜİK, doğru veriler vermiyor. İnsanlara vakıflar üzerinden verdikleri sadakalar artık yetmiyor. Sokağa çıktığımızda insanların çığlıklarını duyabiliyoruz. O yüzden TÜİK güvenilir bir kurum değil.
Pandemi gerçeği şu ki: Pandemide başarısız olan iktidar ve bu süreçte başarılı olan CHP'li belediyeler ve CHP örgütü. Kendileri bir maskeyi bile dağıtamadılar. Çünkü şahsım partim ve ailem üçgeninde yönetilen bir ülke. Maske PTT'den mi dağıtılacak eczaneden mi dağıtılacak diye tartışılıp duruldu. Pandemi sürecinde CHP yardım yaptıkça silahımızı elimizden alıyorlar diye etrafa saldırmaya başladılar. Şahsım, ailem ve partim üçgeninde yönetilen bir ülke. Her şeyi yönetmek istiyorlar. CHP'yi MHP'yi, baroları, tabipler birliğini aklınıza ne gelirse her şeyi yönetmek istiyorlar.
Programdan satır başları şöyle...
O yürüyüş bize büyükşehir belediyelerini getirdi
Siyasete on beş yaşında başladım. Lise örgütlenmesiyle başladım. Üniversitedeyken örgütlenme sekreterliği yaptım. Yirmi üç yaşımda gençlik kolları başkanlığına başladım. Şu anda serbest avukatlık yapıyorum. Gençlerle birlikte mücadele etmeyi seviyorum. Adalet yürüyüşü yeni br siyasi görüş oluşturdu. Kemal Kılıçdaroğlu önderliğinde bir adalet yürüyüşü başladı. Benim yaşlarımdaki insanların hayatlarında anlatabileceği iki önemli olay var. Biri Gezi Parkı olayları diğeri ise adalet yürüyüşü. Kılıçdaroğlu her yerde var olan bu adaletsizliği insanların yüzüne vurdu. Tüm provakasyonlara karşı, her şeye rağmen yürüyerek memlekette umudun hala olduğunu gösterebildik. Bir inancımız vardı. Memlekette bir şeyleri değiştirebileceğimize olan inancımız. Adalet kavramının içinde bulunduğu her şey bizim için çok önemli.Etnik kimliklerimizin, hangi siyasi partiyi desteklediğimizin bir öneminin kalmadığını gördük. Çünkü adalet herkes için önemli. Kılıçdaroğlu o yaşına rağmen o yürüyüşü gerçekleştirdi ve o yürüyüş bize büyükşehir belediyelerini getirdi. Bir sonraki seçimlerde iktidarı getirecek.
Mücadeleden geliyoruz. Mücadeleyi istiyoruz. Savunma hakkının kutsallığını biliyoruz. Savunma hakkına bir müdahale gelemez. Bunu biliyoruz. Benim gibi düşünmeyen biri olunca onun savunma hakkını yok sayan bir hukuk sistemi önümüze çıkıyor.
Gençlik tek adama 2013'te çok güzel bir ders verdi
Gençlik siyaseti hayatınızın en unutulmaz zamanları ve en güzel yanı ise memleketinize dair bir şeyler yaptığınıza dair inancınız. Gençlik siyasetine baktığımızda, bölmeye çalıştıkları bir siyaset olduğunu görüyoruz. Ancak her şeye rağmen gençlik tek adama 2013'te çok güzel bir ders verdi. O gençler bize karışma, giyinişimize karışma, sınav sorularımızı çalma, ne içtiğimize karışma dediler ve birçok şey söylediler. Bunu başarılı kılan hepimizin bir arada olmasıydı. Orada gençlerin siyasetin içinde olduğunu gördük.
Siyasi partiler gençlik kollarını bir komisyon olarak görülüyor. Bütün siyasi partiler bir araya gelerek bu apolitik gençleri siyasete çekebilmeli. İllaki CHP'ye değil, hangi parti olursa olsun siyasete girsin ve orada bir şeyler tartışalım.
TÜİK, doğru veriler vermiyor
TÜİK, bu iktidarın noteri haline gelmiş durumda. TÜİK, doğru veriler vermiyor. İnsanlara vakıflar üzerinden verdikleri sadakalar artık yetmiyor. Sokağa çıktığımızda insanların çığlıklarını duyabiliyoruz. O yüzden TÜİK güvenilir bir kurum değil.
Bir maskeyi bile dağıtamadılar
Pandemi gerçeği şu ki: Pandemide başarısız olan iktidar ve bu süreçte başarılı olan CHP'li belediyeler ve CHP örgütü. Kendileri bir maskeyi bile dağıtamadılar. Çünkü şahsım partim ve ailem üçgeninde yönetilen bir ülke. Maske PTT'den mi dağıtılacak eczaneden mi dağıtılacak diye tartışılıp duruldu. Pandemi sürecinde CHP yardım yaptıkça silahımızı elimizden alıyorlar diye etrafa saldırmaya başladılar. Şahsım, ailem ve partim üçgeninde yönetilen bir ülke. Her şeyi yönetmek istiyorlar. CHP'yi MHP'yi, baroları, tabipler birliğini aklınıza ne gelirse her şeyi yönetmek istiyorlar.