CHP'li Başkandan kongre öncesi uzlaşma formülü
Can Radyo'da Birol Soylu'nun hazırlayıp sunduğu 10. Köy programına konuk olan CHP Bayraklı İlçe Başkanı Cemalettin Alper, Birol Soylu'nun sorularını yanıtladı ve gündeme ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.
"Sayın Soylu Türkiye'de tartışılmayan iki unsur var biri Mustafa Kemal Atatürk, ikincisi Cumhuriyet Halk Partisi'nin kurumsal kimliğidir, geri kalan herkes gelip geçicidir. Geçmişte kalanların yolu açık olsun. Şu an görevde olanlar da partiye hizmet etmeye devam edecekler, bizim de Cumhuriyet Halk Partisi ilçe örgütleri olarak belediye başkanlarımızın ürettiği hizmetleri kamuoyuyla paylaşmak görevimiz. Herkes yaptığıyla anılır. Hiç kimse Cumhuriyet Halk Partisi'nden büyük değildir. O koltuklara oturan hepimize bu ülkenin yüklediği sorumluluğun farkında olmamız gerekir. Kişisel egolarımızla partiye zarar vermemiz gerekiyor. Cumhuriyet Halk Partisi 100 yıldır var. Bu işlere takılmayacağız. Yeni seçilen belediye başkanımız Serdar Sandal toplumun her kesiminin büyük desteğini alarak göreve gelmiştir. Biz de bu sorumluluğun bilinciyle hareket edeceğiz. Hepimiz haddimizi bileceğiz, hiç kimse Cumhuriyet Halk Partisi'nden büyük değildir."
"Yaşımız onlardan küçük ama aklımız onlardan büyük"
Birol Soylu'nun seçim öncesi benzer konuşmaları ve tutumlarıyla eleştirilen ve disiplin sürecinde olan önceki dönem Bayraklı Belediye Başkanı ile ilgili ısrarlı sorusunu; "Bunu yapanlardan yaşımız küçük ama aklımız onlardan büyük biz halen buralardayız. Ama bizim konuşma yerlerimiz partimizin danışma kurullarıdır. Basın önünde partimize daha önce hizmet etmiş insanlarla uğraşmayız" şeklinde cevapladı."Sandık kurmadan delege seçimlerini bitirebiliriz"
Yaklaşan kongre sürecini de değerlendiren Alper, kongre takvimi açıklandıktan sonra çalışma yapacaklarını belirterek şunları söyledi:
"Ben üç dönemdir ilçe başkanıyım. Üç tane kongre yaşadım. Bayraklı'daki 13 bin üyenin hepsini de tanırım. Profesyonel siyeset yapıp partinin iktidarı için sokaklarda çalışan(!) arkadaşlarımızı da çok iyi tanıyorum. Kimin partinin iktidarı için çalıştığını kimin kendisi için çalıştığını çok iyi bilirim. Kendimi de çok iyi biliyorum. O yüzden haddimi de bilirim. Benim temennim şu; genelge geldikten sonra bütün mahallelerde kimse üzerinde baskı oluşturmadan, herkesin içinde olacağı bir delegasyon süreci geçirmek istiyorum. Bunu da uzlaşı ile yapacağız. Her mahallede üyelerle ayrı ayrı toplantılar yapıp parti için çalışan herkesi delege yazacağız. Kimseyi ötekileştirmeden, ortak akılla perti için çalışan herkesi kucaklayacağız. Öyle bir noktaya getireceğiz ki bu durumu, belki Türkiye'de bir ilk olacak, uzlaşı diliyle birlikte karar vererek , milleti birbiriyle kırdırmadan, 24 mahallede sandık kurmadan delege seçimlerini bitirebiliriz."