Çiğdem CANPOLAT - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir örgütü bugün yeni il başkanını seçmek için sandık başına gidiyor.
Bu kapsamda sandık başına gidecek olan il delegeleri seçimin yapılacağı Fuar İzmir’de bir araya geldi.
Kongreye mevcut İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun yanı sıra; İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP Genel Başkan Yardımcısı Devrim Barış Çelik, CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, CHP Malatya Milletvekili ve PM Üyesi Veli Ağbaba, CHP Kadın Kolları Başkanı Aylin Nazlıaka, CHP İzmir milletvekilleri, CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, ilçe belediye başkanları, ilçe başkanları, İYİ Parti İzmir İl Başkanı Sinan Bezircilioğlu, Gelecek Partisi İzmir İl Başkanı Onur Sivaslı, Demokrat Parti İzmir İl Başkanı Ozan Demirbaş ve Memleket Partisi İzmir İl Başkanı Cüneyt Oğuz katıldı.
Kongreye ayrıca dün genel başkanlığa adaylığını CHP Grup Başkanı ve Manisa Milletvekili Özgür Özel ile CHP Genel Başkan adayı CHP Parti Meclisi eski üyesi Örsan Öymen de katıldı.
Öte yandan kongrenin Divan Başkanlığına Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Zeynel Emre getirildi.
ASLANOĞLU: BU KONGREDE KAYBEDEN OLMAYACAK Kongrenin açılış konuşmasını yapan Aslanoğlu, “Omuz omuza birlik içinde gerçekleştirdiğimiz dosta düşmana inancımızı olduğumuzu gösterdiğiniz mahalle delege seçimi ile başlayan İzmir’de final gününe geldi. Bu günde birimizle rakip halinde değil çıtayı daha yukarı koymak için yarış içindeyiz. Seçimlerde yan yana çalışan demokrasi ve adalet için birlikte yol yürüyen yoldaşların ekip olması zaten düşünülemez. Biz bu kongrede sadece il örgütü yönetim kademelerimizi seçmeyeceğiz. İzmir duruşuyla tüm ülkeye mesaj verecek ve yerel seçimler öncesi gücümüze güç katacağız. Tüm Türkiye’nin gözü kongremizin üstüne. Bizden güç almak isteyenleri sevindirecek kavga ve bölünme bekleyenleri sukutu hayale ulaştıracağız. İl delegelerimiz bir karar verecek ve bizler yarından itibaren yerel seçimler için beraber çalışmaya devam edeceğiz. Yolumuz, hedefimiz aynı. Bu ülke daha yaşanır bir yer olsun, adaletsizlik son bulsun istiyoruz. Gençlerimiz yarınlardan umudu kesmesin, rakam oyunlarıyla emeklilerimiz emekleri çalınmasın memleketimizde barış ve huzur olsun. Bu amaç uğruna geceli gündüzlü çalışan genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte yılmadan, korkmadan, sinmeden, umuyla yeni bir yola çıkıyoruz. Bu yol direniş, birlik yoludur. Kemal Kılıçdaroğlu’nun yolu, bu yol Mustafa Kemal Atatürk’ün yoludur. Kongremiz bu yolda daha da ilerlemememizi sağlayacak. Kendimizi örgüte emanet edeceğiz. Bu kongrede kaybeden olmayacak. Kazanan CHP, İzmir olacak. Yaşasın CHP!” diye konuştu.
EMRE: SEÇİMİN MUHASEBESİNİ YAPACAĞIZ Seçimin muhasebesini yapmaları gerektiğini altını çizen Divan Başkanı Zeynel Emre, “CHP’de birçok farklı görevlerde bulundum. Hepsini büyük bir onurla yerine getirdim. Bugün burada hem tarihi hem doğal güzellikleri, hem insanı ile sadece ülkemiz için değil Anadolu için essiz bir kent olan İzmir’de divan başkanlığına beni layık gördüğünüz için teşekkür ederim. Bizler bu vesile ile kongrelerde düşüncelerimiz açıklayacağız, seçimin muhasebesini yapacağız, önümüzdeki dönem CHP'yi nasıl güçlü kılabiliriz bunları tartışacağız. Salondan güçlenerek kol kola çıkacağız. 21 yıldır iktidarda olan AKP'nin ülkemizde yarattığı tahribata karşı duyulan direnç bugüne kadar bu mücadeleyi yürüttük. Bundan sonra da aynı kararlılık ile çalışmaya devam edeceğiz. 14 ve 28 Mayıs tarihlerinde gerçekleşen seçimlerde istediğimiz sonuçları almanın, seçimleri kıl payı kaçırmanın hayal kırıklığını hep birlikte yaşıyoruz. Üstelik CHP lideri olarak bir liderin aldığı en yüksek oy almasına rağmen ne mecliste ne cumhurbaşkanlığı seçiminde istediğimiz sonucu elde edemedik. Neden olmadığını tartışmamız lazım. Eleştiri ve öneriler burada kıymetli olacaktır. Tek adam rejiminin yenilmemesinin nedenini tartışırken, Kılıçdaroğlu'nun başarısı ya da başarısızlığı üzerinden değerlendirmek ve kişilerin değişimi ile başarılabileceğini ele almak çok sığ olur. Tek adam rejimine karşı ortak akıl diyeceksiniz sonra tek adamın yüceliğini savunmamız lazım. Bizim CHP olarak kolektif aklı ve örgütlü çalışmayı savunan insanlar olmamız lazım. Sosyal demokrat ortamda insanların farklılıklarına odaklanmaz. Neden dünyada ve Türkiye'de siyasetçilere karşı tepki artıyor? CHP adayları çatışmada önce dünyayı iyi anlamalıdır. CHP'nin kaynak sorunu yoktur. partimizin dilinden, yeni fikirlerden beslenmesini sağlamamız lazım. Bizim bu düzenin değişeceğine olan inancımızdan başka neyimiz var. Dünya da bir demokrasi krizi var. Popülist liderlerin dünyaya verdiği zara ortada. İktidarı oluşturan koalisyon toplumun yarısı olan muhalefetin birbirine düşmesine, kızgın ve yılgın bırakmaya ve kendi sistemini kalıcı kılmaya çalışmaktadır. CHP'liler olarak bunu farkında olmamız lazım. Bu nedenledir ki yenilikçi oluşumu sadece iyi insanların beklememek lazım. İnsanlar kurtarıcıların ancak kendileri olacaklarını farkına vardıklarında aktif yurttaşlık bilincine oluşurlar. Tek adam düzenine saray rejimini hukuk, adalet ve eşitlik tanımayan işlemleri hepimizin zafere olan inancı tamken az farkla kaybettiğimiz seçimden yeni çıktık. Partimize ve genel başkanımıza yönelik linç kampanyası oldu. Seçimi kaybetmek elbette hepimiz üzer. Bir parti başkanın Sayın Kılıçdaroğlu gibi suikastlardan, tehditlerden yılmadan cesaretle adalet eşitlik gibi etik çerçevelere sahip olması gerekir. Biz bu partiyi onlar biz diye bölmeden eşitlik için adalet için çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
ÖZEL: HEPİNİZİN DESTEKLERİNİ BEKLİYORUM İzmir’i ‘baba evi’ olarak tanımlayan Özgür Özel, “İzmir’e merhaba. 10 yaşında kısa pantolonlarla geldiğim, 17 yaşında bıyıklarım terleyerek okulumdan ayrıldığım, üniversite hayatı geçirdiğim, hayat arkadaşımla tanıştığım, yatılı okuldaki devlet ekmeğini, üzerimizdeki milletin hakkını ödemek için yine güzel İzmir’le buluştuğumuz, kuruluş ve kurtuluşun kent, 15 Mayıs 1919’da ilk kurşun atan Hasan Tahsin’in kenti İzmir ‘merhaba, merhaba, merhaba.’ Hepinizi baba evine gelmiş, baba evinde oturan güzel insanları ziyaret gelmiş bir evladınız ve kardeşiniz olarak selamlıyorum. Herkes ama herkes baba evine doğar. Doğar kimi ayrılır gider, kimi ırakta kimi yakında oturur. Ama herke bilir ki başın sıkışırsa eğer bir gün zora düşersem baba evinde çorba kaynamaktadır. İşte o baba evindeyiz. Baba evinin de bir tapusu vardır. O tapuda ne Özgür Özel ne de Kemal Kılıçdaroğlu yazar. Ne İsmet Paşa yazıyor de ne de Bülent Ecevit. Bu partiye hizmet eden herkes çok kıymetlidir. Bu evin tapusunda bir tek isim yazar. O da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Dün o baba evinde partimizle bir adımı attık. Hayata adım attığım İzmir’e o adımın ertesine günü geldim ve il kongresine katılıyorum. Farklı şehirlerde de olacağım. İlk kongreme katılıyorum, başka kongrelere de katılacağım. Bu sürecin sonunda partimiz daha iyi olsun diye ikinci yüzyıla moral bozukluğuyla başlamamak, partiyi yeniden ayağa kaldırmak, CHP’yi yeniden umut yapmak… CHP’deki küçük iktidar savaşını kazanmak değil, iktidar mücadelesinde CHP’yi yeniden ayağa kaldırmak için baba evine geri geldim. Hepinizin desteklerini bekliyorum” dedi.
“SEÇMENİN SANDIĞA KÜSMESİNE SEYİRCİ KALIRSAK…” Seçmenin sandığa küs kalmasına seyirci kalmamaları gerektiğini ifade eden Özel, “Şüphesiz milli mücadelenin ilk kurşunun atıldığı bu şehir bele seçimler sonrasında en büyük üzüntüyü yaşayan şehirlerden biri. Biz bu büyük hayal kırıklığının seçmeni ne duruma getirdiğini birebir yaşıyoruz. Büyük bir duygusal kopuş, moral bozukluğu ve küskünlük var. Eğer biz cumhuriyeti kuran, Türkiye’nin en köklü partisini kuran, bu ülkeye demokrasiyi getiren parti olarak seçmenin sandığa küsmesine seyirci kalırsak çok büyük bir tehlikeyle karşı karşıyayız demektir” diye konuştu.
“SİZİ UMUDA VE YOLCULUĞA DAVET EDİYORUM” CHP’lilerin önünde bir tercih olduğunu ifade eden Özel, “Önümüzde bir yol ve tercih var. Ya hep birlikte sanki hiçbir şey olmamış gibi davranıp, seçmen kırgın değilmiş gibi davranıp ittifak kapasitemiz ortadan kalkmıyormuş, önümüzde tehlike yokmuş gibi davranıp partimizdeki koltuklarımızı korumaya çalışacağız. Ya da samimi bir şekilde özeleştiri yapıp seçmeni anlayacağız. Bunu sadece tüzüğü biraz daha demokratik hale getirerek değil. Çok daha iyisini yaparız. Tepeden tırnağa bir değişimle Türkiye’ye yeniden umut olmak zorundayız. Sizi umuda ve yolculuğa davet ediyorum. Bu çağrım sadece delegelere değildir. Bu çağrı kurtuluş ateşinin yakıldığı İzmir’den tüm Türkiye’yedir. Bugün burada yapılacak seçim sonucunda kim seçilirse seçilsin CHP’lilerin kucaklaşmaya ve kenetlenmeye, CHP’nin amiral gemisinde büyük bir mücadeleyi vermeye davet ediyorum. İzmir sancak gemimizdir. İzmir’i sancağımızı savunur gibi savunacağız” şeklinde konuştu.
ÖYMEN: ÖNCE CHP’DE SONRA TÜRKİYE’DE DEVRİM GERÇEKLEŞTİRMEMİZ GEREKİYOR Genel başkan adaylarından Öymen, “Dün CHP Genel Başkanlığına aday adayı olduğumu açıkladım daha önceki kurultaylarda konuştum. Ancak ilk kez aday adayı olarak konuşmamı İzmir'de yapıyor olmak benim için büyük bir onurdur. Ne yazık ki mevcut yönetim genel başkanımızın girdiği tüm seçimler kaybedilmiştir. 13 yılda 13 seçim kaybedildi. CHP oyları ne yazık ki 13 yıl içinde yüzde 22-26 arasında sıkışıp kalmıştı. Bu sadece bu yönetime özgü değil, bir önceki yönetimde de ayı sorun vardı. O zaman da ayı eleştirileri yapıyorduk. CHP'nin kaderi yüzde e25 değildir. Böyle kaderci anlayış var. Yüzde 41 oy almış bir partiyiz biz. Yüzde 48 elbette önemli bir oydur ancak bu daha önceki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde muhalefet partisinin gösterdiği adayların gösterdiği toplam oy ile aynıdır. Biz seçim döneminde yıllardır yönelttiğimiz eleştirileri askıya aldık ve Kılıçdaroğlu'na oylarımızı verdik. Kendisi ile benim hiçbir sorun yok, olamaz da. Ancak bazı tespitleri yapmamız gerekiyor. AKP yönetiminin dikta rejimine uyguladığı baskılar elbette etkili olmuştur. Doğa olaylarında olduğu gibi toplumsal olaylarda da bir olgunu tek bir nedeni yoktur. Elbette ki AKP'nin baskıları bu nedenlerden bir tanesidir. Biz nedenlerde bizim ortadan kaldırabileceğimiz konularda var. Parti için demokrasi sorunu... Partinin organlarının çalıştırılmaması, yukarıda 5-10 kişinin kararları vermesi, ilçe ve il örgütlerine danışılmaması, PM'nin çalıştırılmaması, bundan dolayı hataların yapılması söz konusu. Bir konu ne kadar çok kişi tarafından tartışılırsa hata oranı düşer. Bir diğer sorun kimlik sorunu. parti programına tüm üyeler uymakla yükümlüdür. Bizim ilkelerimiz bellidir. Partimiz ne yakız ki laiklik ilkesini rafa kaldırmıştır. Siz Laikliğe sahip çıkmaz, AKP’nin gölgesinde siyaset yaparsanız bu ulusal güvenlik sorununa dönüşür. Din ve mezhep üzerinden ülkenin parçalanmasına yol açar. Biz 6 oka sahip çıkmak zorundayız. CHP şu anda bir bölünmenin eşindedir. 6 ok ile sosyal demokrasiyi karşı karşıya getirmek isteyenler var. Oyu yüzde 5-6'lar geçmeyen partileri 25 milletvekili vermek temsiliyet ilkesine aykırı. İller ve ilçeler danışılsaydı, onların sözü alınsaydı bu ataya yapmazdık. Örgüt hata yapmaz. Çarşaf liste ile seçime gidilmesi zorunlu olunmalı. Mahalle kongrelerinde usulsüzlüklerin baskıların ortadan kaldırılması gerekiyor. Kurultay be kongrelerde birden fazla adaya imza verilebilmeli. Önce CHP’de sonra Türkiye’de devrim gerçekleştirmemiz gerekiyor” dedi.
![](https://www.oncusehir.com/images/files/2023/09/65057b581138a.jpg)
![](https://www.oncusehir.com/images/files/2023/09/65057b60387d4.jpg)