İzmir'in siyasi arenası, Eren Erdem'in Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) Büyükşehir Belediye Başkan adayı Cemil Tugay'a, yönelik suçlamalarıyla çalkalanıyor. Erdem, Tugay'ın ünlü iş insanı Mehmet Cengiz'e arsa satışı gerçekleştirdiğini öne sürmüş, bu iddialar siyasi ve sosyal çevrelerde geniş yankı bulmuştu.Cemil Tugay, bu iddialara karşı sessizliğini bozarak bir açıklama yaptı. Tugay, Erdem'in suçlamalarını kesin bir dille reddederek, kendisinin şeffaf, hesap verebilir ve halkın çıkarlarını her zaman ön planda tutan bir yönetim anlayışına sahip olduğunu vurguladı. Tugay, bu tür asılsız iddiaların, siyasi rekabet içinde karalama amacı taşıdığını ve gerçeklerden uzak olduğunu belirtti.Tugay'ın açıklamalarının tamamı şu şekilde:"İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak gösterilmem nedeniyle, öncelikle art niyetli olduğu herkesçe bilinen çeşitli çevrelerce ortaya atılıp daha sonra kamuoyuna yayılan bir bilgi kirliliği nedeniyle açıklama yapma zarureti doğmuştur.Öncelikle belirteyim ki, hayatım boyunca ne Mehmet Cengiz’le ne Cengiz İnşaat’la ne de “5’li Çete” olarak tabir edilen diğer firmalarla ve sahipleriyle hiçbir ilişkim olmamıştır. Karşıyaka Belediyesi’ni yönettiğim 5 yıllık süre içerisinde; ranta, talana, hukuksuzluğa geçit vermediğim gibi hiçbir kişi ya da kurumla çıkar ilişkim de olmamıştır.Karşıyaka Belediyesini yönettiğim süre boyunca Cengiz İnşaat Mavişehir’de hiçbir inşaat yapmamıştır. Belediyenin Cengiz inşaatla hiçbir özel ilişkisi, yakınlığı, verdiği bir ruhsat, yaptığı bir plan değişikliği vesaire hiçbir şey yoktur.Hatta, Belediye bahsi geçen şirkete, Mavişehir’de başka bir alanın yetkisiz kullanımı ile ilgili olarak ceza kesmiş ve ödetmiştir.Yani kamu çıkarları gözetilerek, hukuksuzluklara ve usulsüzlüklere göz yumulmadan muhatabı kim olursa olsun üzerine gidilmiştir.
"Maksatlı şekilde çarpıtılmak isteniyor"
İddialara konu edilen yaklaşık 4,5 yıl önce gerçekleşen ancak bugüne kadar gündem edilmeyip bugün maksatlı şekilde çarpıtılmak istenilen olay ise şu şekilde gelişmiştir:Cengiz İnşaat, benim görev süremden çok önce, 2010-2013 yılları arasında Karşıyaka Mavişehir’de TOKİ’den farklı konumlarda çok sayıda arsa satın almış, bunlardan birbirine komşu 3 parsele yine geçmiş dönemlerde Tevhid (birleştirme) işlemi yapılmış ve bu işlem sonucu tek parçaya dönüşen 27 dönümlük bir parsel içinde Belediyemizin 2 dönümlük hissesi kalmıştır. İddialara konu alan, 27 dönümlük büyük bir arsanın içinde yüzde 8’lik orandaki bir hissedir.Belediyecilikle ilgili herkesin bileceği üzere, vatandaşlara ait arsaların içinde sık olarak, değişik nedenlerle oluşmuş farklı büyüklüklerde kamuya ait hisseler kalmaktadır. Bu hisseler genellikle büyük hisse sahibi vatandaşa belirlenen bir bedel karşılığı devredilir. Belediyemizin, diğer 25 dönümle ilgili tasarrufta bulunabilecek maddi imkânı olmadığı gibi göreve geldiğimizde ödenmesi gereken borçlardan kaynaklı olarak maddi imkânsızlık içerisinde olduğundan, bu hissenin de er ya da geç devredilmesi kaçınılmazdı. Nitekim buna dair satış kararı da benim görev süremden önce Belediye Meclisi tarafından alınmıştır.Benzer hisse satışları Türkiye’nin ve İzmir’in hemen her köşesinde yapılmasına rağmen, adı geçen firmadan kaynaklı olarak ve hem beni hem de partimizi yıpratma amacıyla algı operasyonu kurgulanmıştır. Ancak bu işlem, diğer hissedarı Cengiz İnşaat olduğu için yapılmadığı gibi, başka bir firma olsa idi yine yapılacak bir işlemdir.Bu satış, halen o bölgede yapılmış en yüksek bedelli satış olup elde edilen gelir bütçeyi rahatlatıcı önemli bir kaynak elde edilmesini sağlamıştır.Hisse satışı sonrası itirazlar olmuş, bir vatandaşın başvurusuyla dava konusu olmuştur. Ancak mahkeme hiçbir kamu zararının oluşmadığına hükmetmiş ve itiraz başvurusunu reddetmiş, satışı onaylamıştır.Asıl mesele, Cengiz İnşaat’ın bölgede TOKİ’den arsa toplayıp Belediye arazisini eritecek şekilde taşınmaz edinmesidir. Nitekim, görev sürem boyunca benzer bir durumun yaşanmaması adına mücadele ettiğim kamuoyunca da bilinmektedir. 9 Temmuz 2020 günü Ankara’da TOKİ tarafından gerçekleştirilen benzer satışın olmaması adına hem öncesinde hem de satış anına kadar hukuki ve fiili mücadeleyi sürdürdüğüm ve bu taşınmazların da toplanmasını engellemeye çalıştığıma dair haberler açık kaynaklarda yer almaktadır. Ayrıca gerek bu hisse satışı gerekse ranta karşı verdiğimiz diğer mücadelelerle ilgili olarak o dönemki genel başkanımız sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na gerekli bilgi verilmiş ve durum detaylarıyla açıklanmıştır.Sonuç itibariyle;Bu bir hisse satışıdır. diğer malik cengiz inşaat olduğu için yapılan bir satış değildir, diğer hissedar başka bir şirket de olsa mecburen yine yapılacak olan ve benzerleri hemen her gün tüm belediyelerde yapılan bir devir işlemidir. cengiz şnşaat 25 dönümlük hissesini belediyemizden değil, toki’den toplamıştır. bizim yönetimimizden önceki yıllarda meclis kararıyla satış kararı alınmıştır. satış encümen kararlarıyla yapılmıştır. başkanın kişisel tasarrufu kesinlikle söz konusu değildir. yapılan satış düşük rayiçle değil bugüne kadarki en yüksek bedelle yapılmıştır. kamu zararı kesinlikle oluşmamıştır, kamuya kaynak sağlayan ve kamu yararı yaratan bir işlem olmuştur. benzer şekilde hisse toplama olayları yaşanmasın diye tarafımca her türlü hukuki ve fiili mücadele verilmiştir. bundan sonra da aynı duyarlı yaklaşımım devam edecektir."