İzmir depreminden sonra yaşananları dayanışma içinde atlattıklarını söyleyen İduğ, depremden sonra yetkililerin hep bir suç ortağı aradığını söyledi. Menemen de başkanvekili seçimleri için "Yanlış yapanlar vicdanlarıyla başbaşa kalsın" dedi.
Programdan satır başları şöyle...
İzmir depreminde bu kadar can kaybı olmayabilirdi. Geçmişte bu binaların etütleri yapılmıştı." ifadelerini kullanan İduğ şöyle devam etti: "Bayraklı'da ağır hasarlı binalarla ilgili 2012 yılında yapılan çalışmayı biliyorduk. Güçlendirilmesi gereken apartmanlar vardı. Kişilerin kendi hatalarından dolayı o binalar yıkıldı. Bu kadar can kaybı olmayabilirdi. Bu doğdumuz yerlerde dedelerimizin bamya tarlaları vardı. İki metreden su çıkardı bu bölgede. Böyle bir zemin etüdünün olduğu yerde siz 9 katlı bina yaparsanız olmaz. 90'lı yıllardan bahsediyorum. O günkü deprem yönetmeliğine göre C-14 beton kullanılmış, karma beton kullanılmış. Kooperatif yasasına göre yüzde 10 daha fazla inşaat alanı alınmış. Tüm bunları bir kenara bırakıyorum. Geçmişte bu binalar tespit edildi. Ancak insanlar evlerini terk etmedi, edemedi. Bunun altında ekonomi var tabi ki. Depremden sonra Bayraklı'ya yakın ilçe olmamızdan dolayı deprem bölgesine ilk gelen olduk. Bizde Bornova Belediyesi'ndeki ekibimizle ve aldığımız araçlarla o alana gittik. Alınan araçlar da çok işimize yaradı. İyi ki almışız. Ekibimiz sürekli çalıştı."
İzmir depreminden sonra çıkan tartışmalar üzerine konuşan İduğ,"Kentsel yenileme , kentsel dönüşüm üzerinde artık İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin, ilçe belediyelerinin, hükümetin, Çevre İl Müdürlüğünün ve bakanlığın hepimizin masada oturup, üzerinde uzlaşılmış maddeler hakkında konuşmamız gerekiyor. Yetkililer hep bir suç ortağı aradı. Bu belediyenin suçu, bu bakanlığın suçu... Ben bunu kabul etmiyorum. Bir kaos ve bilgi karmaşası var. Bunu netleştirebilmek için bu konuya hakim kişilerle doğru kararlar almak lazım. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyesi olarak bu konuda çalışmalarımız başladı. Çevre Şehircilik Bakan Yardımcımız ve Çevre İl Müdürlüğünün katıldığı toplantılara katıldık. Alınan bazı kararlar var. Şu an 2021 yılında depremzedelerin kalıcı konut ihtiyaçlarıyla ilgili bir başangıç yapıldı. Ancak bu yeterli değil. Bu deprem Bayraklı'yı vurdu ama gerçek bir deprem İzmir'i vurur. İzmir'de 70, 80, 90 yıllık evler var ve bunların güçlendirimesi gerekiyor. İnsanların evlerini güçlendirebilmesi için bir finans çalışmasına ihtiyaç var. Bu finans modelini uygulayamadıktan sonra vatandaş bunu gerçekleştiremez. Sosyal devlet ve toplumcu belediye ile bu kişilere bir model sunmalı. Vatandaşın 40 yıllık 3 artı 1 evi olabilir. Biz onu yıkıp tekrar yaptığımızda vatandaşın cebinden biraz para çıkacaktır ama 2 artı bir veya bir artı bir güvenli sağlam bir bina olacaktır. Sağlam bir artı biri ya da iki artı biri kabul etmek gerekir çünkü siz elinizdeki üç artı bir evi şu an 400 bine satmaya çalışırsanız satamazsınız. Bir artı bir veya iki artı bir binayı güvenli hale getirdiğinizde onu 600, 700 bin TL'ye satablirsiniz. Yani değer kaybı olmayacaktır. " ifadelerini kullandı.
Depremden sonra ortaya çıkan dayanışmaya değinen İduğ, "Depremzedelerin kiralarının karşılanması konusunda iş dünyası bu konuya destek verdi. Örnek veriyorum, iş insanının bir evi var ve depremzede burada bir yıl kira vermeden oturabilir diyor. İş dünyasının elindeki konutları bir yıl kirasız oturulabilecek şekilde bize tahsis etti, biz de anahtarları depremzedelere verdik. Bunun yanında 78 ailenin de tüm mobilya ve beyaz eşyalarını biz hepsini teslim ettik. Bir ay içinde birlikte hareket etmek bir çok şeyi çözdü. 2021 sonunda da konutlar teslim edilir." şeklinde konuştu.
Türkiye'de kaynak yönetiminin iyi bir şekilde yapılamadığını söyleyen İduğ,"2020 yılında yapılması gereken her şeyi yaptık. Öncelikle halkın ihtiyacı olan konuları gerçekleştirirseniz zaten mutlu olursunuz. Pandemi 2020 için kayıp yıl oldu tüm belediyeler için. Ancak burdan fırsatlar da doğdu. Pandemi de halkın kapısını çaldığımızda insanların ihtiyaçlarını yerinde tespit etme fıtsatı bulduk ve yapacağımız çalışmaları bunlara göre dizayn ettik. Yüzde 60 oranında negatif etkilenen bir kesim var. Yüzde 40 da pozitif etkinen br kesim var. Bunun içinde gıda sektörü var. İnsanlar toplu taşıma kullanmak istemiyor bundan dolayı otomotivle ilgili sektörler de pozitif etkilendi. Olumsuz etkilenen kesime baktığımızda burada sosyal belediyeciliğin toplumcu belediyeciliğin ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. Bizim Avrupa'dan alacağımız en iyi örnek kaynak yönetimi. 2020 yılında insanlara evlerinin ya da işyerlerinin kiralarını ödeyebilmeleri için 750 lira vermek yeterli değil. Ancak çok daha iyi noktalara getirmek mümkündü. Burada kaynak yönetiminin ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. Türkiye'de 3 milyonun üzerinde işletme var. Bunun yüzde 99.9'u KOBİ. Buradan anlamamız gereken şey sermaye eksikliğinin var olduğu. Günlük para kazanan insanların 2020 yılında bu parayı kazanan insanların borçları arttı. Bu borçları ne kadar ertelerseniz erteleyin çalışmadıktan sonra bu parayı ödeyemezsiniz. Dolayısıyla geri ödeme şartı koyulmadan insanlara verilmesi gerekirdi. Bu kaynak bizim devletimizde var. Bundan sonra bunun planlanması gerekir. Sosyal devlet o zaman ortaya çıkar.Türkiye ekonomisinin 2019 Eylül ile 2020 Eylül arasındaki cari açık 2 katına çıkmıştır. Hükümetin de gelir kaybı var. Cari açık daha da büyüyecek. Bu zamanlarda kullanılacak kaynak çok daha öncelerden planlanmalıyıdı." diye konuştu.
Bornova STK Yerleşkesi'nden bahseden İduğ," İzmir'de 7 bin 200 STK var. STK'ların çeşitli giderleri vardır. Toplantı yapacakları ofisin kirasından suyuna kadar... Bu STK'ların giderleri yönetimin cebinden çıkmaz. STK'lar bu giderleri düşünmeden asli görevlerini yapmaları gerekiyor. 200'e yakın STK, Bornova STK Yerleşkesi'ne kayıt yaptırdı. Bütün krizlerden çıkış STK'ların önerileriyle çıkılır. Derneklerin ana hedeflerini gerçekleştirmelerini sağlayacak iklimi yarattık. Amacımız STK'ların hükümete stratejik yol haritası çıkarmasını sağlamak."dedi.
Borcu olmayan bir Bornova Belediyesi ile geleceğe yatırım yapıyoruz diyen İduğ 2021 yılı projelerini anlattı: "Daha önemli bir proje anlatacağım. GES projesi yapıyoruz. Bornova Belediyesi'nin çatılarına güneş panelleri kuracağız. Hem kendi kulanabileceğimiz hem dışarı satabileceğimiz bir çalışma başlattık. Yılda 10 milyona yakın elektrik parası ödeyen Bornova Belediyesi 3 yılda bunu amorte edecek. Bunun dışında çevreci bir anlayışa sahibiz. Kaynağımızı kendi içimizde üretip kullanacağız.
Bornovada 2020'de bitirdiğimiz açılış yapamadığımız yerler var. Onları açacağız. Borcu olmayan bir Bornova Belediyesi ile geleceğe yatırım yapıyoruz. Bornova'nın asfalt şantiyesini kuracağız. Kendi asfaltımızı üreteceğiz. 90 milyon liralık bir yatırımla bir yatırım yılı olarak bir atak yaptık. Kendi araçlarımızı alarak seneye araç kira parası vermeyeceğiz ve oradan sağlayacağımız tasarrufla yeni yatırımlar yapacağız."ifadelerini kullandı.
Menemendeki başkanvekili seçimleri hakkında konuşan İduğ,"Yüzde 65'lerle kazandığımız ilçede meclis üyelerinin yanlış kararlarıyla gelinen nokta çok yanlış. Bu meclis üyelerinin partiden ayrılması gerektiğini düşünüyorum. Yanlış yapanlar vicdanlarıyla başbaşa kalsın. Ben il yönetimi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin birlikte hareket etmesinin daha iyi olacağını düşünüyorum." şeklinde konuştu.
Programdan sonra Başkan İduğ Bornova’nın üretimi olan Kınalı bamya, Misket şarabı, Yaban zeytini yağı ve pekmezi Birol Soylu'ya takdim etti.
Programdan satır başları şöyle...
İzmir depreminde bu kadar can kaybı olmayabilirdi. Geçmişte bu binaların etütleri yapılmıştı." ifadelerini kullanan İduğ şöyle devam etti: "Bayraklı'da ağır hasarlı binalarla ilgili 2012 yılında yapılan çalışmayı biliyorduk. Güçlendirilmesi gereken apartmanlar vardı. Kişilerin kendi hatalarından dolayı o binalar yıkıldı. Bu kadar can kaybı olmayabilirdi. Bu doğdumuz yerlerde dedelerimizin bamya tarlaları vardı. İki metreden su çıkardı bu bölgede. Böyle bir zemin etüdünün olduğu yerde siz 9 katlı bina yaparsanız olmaz. 90'lı yıllardan bahsediyorum. O günkü deprem yönetmeliğine göre C-14 beton kullanılmış, karma beton kullanılmış. Kooperatif yasasına göre yüzde 10 daha fazla inşaat alanı alınmış. Tüm bunları bir kenara bırakıyorum. Geçmişte bu binalar tespit edildi. Ancak insanlar evlerini terk etmedi, edemedi. Bunun altında ekonomi var tabi ki. Depremden sonra Bayraklı'ya yakın ilçe olmamızdan dolayı deprem bölgesine ilk gelen olduk. Bizde Bornova Belediyesi'ndeki ekibimizle ve aldığımız araçlarla o alana gittik. Alınan araçlar da çok işimize yaradı. İyi ki almışız. Ekibimiz sürekli çalıştı."
Yetkililer hep bir suç ortağı aradı
İzmir depreminden sonra çıkan tartışmalar üzerine konuşan İduğ,"Kentsel yenileme , kentsel dönüşüm üzerinde artık İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin, ilçe belediyelerinin, hükümetin, Çevre İl Müdürlüğünün ve bakanlığın hepimizin masada oturup, üzerinde uzlaşılmış maddeler hakkında konuşmamız gerekiyor. Yetkililer hep bir suç ortağı aradı. Bu belediyenin suçu, bu bakanlığın suçu... Ben bunu kabul etmiyorum. Bir kaos ve bilgi karmaşası var. Bunu netleştirebilmek için bu konuya hakim kişilerle doğru kararlar almak lazım. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyesi olarak bu konuda çalışmalarımız başladı. Çevre Şehircilik Bakan Yardımcımız ve Çevre İl Müdürlüğünün katıldığı toplantılara katıldık. Alınan bazı kararlar var. Şu an 2021 yılında depremzedelerin kalıcı konut ihtiyaçlarıyla ilgili bir başangıç yapıldı. Ancak bu yeterli değil. Bu deprem Bayraklı'yı vurdu ama gerçek bir deprem İzmir'i vurur. İzmir'de 70, 80, 90 yıllık evler var ve bunların güçlendirimesi gerekiyor. İnsanların evlerini güçlendirebilmesi için bir finans çalışmasına ihtiyaç var. Bu finans modelini uygulayamadıktan sonra vatandaş bunu gerçekleştiremez. Sosyal devlet ve toplumcu belediye ile bu kişilere bir model sunmalı. Vatandaşın 40 yıllık 3 artı 1 evi olabilir. Biz onu yıkıp tekrar yaptığımızda vatandaşın cebinden biraz para çıkacaktır ama 2 artı bir veya bir artı bir güvenli sağlam bir bina olacaktır. Sağlam bir artı biri ya da iki artı biri kabul etmek gerekir çünkü siz elinizdeki üç artı bir evi şu an 400 bine satmaya çalışırsanız satamazsınız. Bir artı bir veya iki artı bir binayı güvenli hale getirdiğinizde onu 600, 700 bin TL'ye satablirsiniz. Yani değer kaybı olmayacaktır. " ifadelerini kullandı.
Depremden sonra ortaya çıkan dayanışmaya değinen İduğ, "Depremzedelerin kiralarının karşılanması konusunda iş dünyası bu konuya destek verdi. Örnek veriyorum, iş insanının bir evi var ve depremzede burada bir yıl kira vermeden oturabilir diyor. İş dünyasının elindeki konutları bir yıl kirasız oturulabilecek şekilde bize tahsis etti, biz de anahtarları depremzedelere verdik. Bunun yanında 78 ailenin de tüm mobilya ve beyaz eşyalarını biz hepsini teslim ettik. Bir ay içinde birlikte hareket etmek bir çok şeyi çözdü. 2021 sonunda da konutlar teslim edilir." şeklinde konuştu.
Türkiye'de kaynak yönetiminin iyi bir şekilde yapılamadığını söyleyen İduğ,"2020 yılında yapılması gereken her şeyi yaptık. Öncelikle halkın ihtiyacı olan konuları gerçekleştirirseniz zaten mutlu olursunuz. Pandemi 2020 için kayıp yıl oldu tüm belediyeler için. Ancak burdan fırsatlar da doğdu. Pandemi de halkın kapısını çaldığımızda insanların ihtiyaçlarını yerinde tespit etme fıtsatı bulduk ve yapacağımız çalışmaları bunlara göre dizayn ettik. Yüzde 60 oranında negatif etkilenen bir kesim var. Yüzde 40 da pozitif etkinen br kesim var. Bunun içinde gıda sektörü var. İnsanlar toplu taşıma kullanmak istemiyor bundan dolayı otomotivle ilgili sektörler de pozitif etkilendi. Olumsuz etkilenen kesime baktığımızda burada sosyal belediyeciliğin toplumcu belediyeciliğin ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. Bizim Avrupa'dan alacağımız en iyi örnek kaynak yönetimi. 2020 yılında insanlara evlerinin ya da işyerlerinin kiralarını ödeyebilmeleri için 750 lira vermek yeterli değil. Ancak çok daha iyi noktalara getirmek mümkündü. Burada kaynak yönetiminin ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. Türkiye'de 3 milyonun üzerinde işletme var. Bunun yüzde 99.9'u KOBİ. Buradan anlamamız gereken şey sermaye eksikliğinin var olduğu. Günlük para kazanan insanların 2020 yılında bu parayı kazanan insanların borçları arttı. Bu borçları ne kadar ertelerseniz erteleyin çalışmadıktan sonra bu parayı ödeyemezsiniz. Dolayısıyla geri ödeme şartı koyulmadan insanlara verilmesi gerekirdi. Bu kaynak bizim devletimizde var. Bundan sonra bunun planlanması gerekir. Sosyal devlet o zaman ortaya çıkar.Türkiye ekonomisinin 2019 Eylül ile 2020 Eylül arasındaki cari açık 2 katına çıkmıştır. Hükümetin de gelir kaybı var. Cari açık daha da büyüyecek. Bu zamanlarda kullanılacak kaynak çok daha öncelerden planlanmalıyıdı." diye konuştu.
Bornova STK Yerleşkesi'nden bahseden İduğ," İzmir'de 7 bin 200 STK var. STK'ların çeşitli giderleri vardır. Toplantı yapacakları ofisin kirasından suyuna kadar... Bu STK'ların giderleri yönetimin cebinden çıkmaz. STK'lar bu giderleri düşünmeden asli görevlerini yapmaları gerekiyor. 200'e yakın STK, Bornova STK Yerleşkesi'ne kayıt yaptırdı. Bütün krizlerden çıkış STK'ların önerileriyle çıkılır. Derneklerin ana hedeflerini gerçekleştirmelerini sağlayacak iklimi yarattık. Amacımız STK'ların hükümete stratejik yol haritası çıkarmasını sağlamak."dedi.
Borcu olmayan bir Bornova Belediyesi ile geleceğe yatırım yapıyoruz diyen İduğ 2021 yılı projelerini anlattı: "Daha önemli bir proje anlatacağım. GES projesi yapıyoruz. Bornova Belediyesi'nin çatılarına güneş panelleri kuracağız. Hem kendi kulanabileceğimiz hem dışarı satabileceğimiz bir çalışma başlattık. Yılda 10 milyona yakın elektrik parası ödeyen Bornova Belediyesi 3 yılda bunu amorte edecek. Bunun dışında çevreci bir anlayışa sahibiz. Kaynağımızı kendi içimizde üretip kullanacağız.
Bornovada 2020'de bitirdiğimiz açılış yapamadığımız yerler var. Onları açacağız. Borcu olmayan bir Bornova Belediyesi ile geleceğe yatırım yapıyoruz. Bornova'nın asfalt şantiyesini kuracağız. Kendi asfaltımızı üreteceğiz. 90 milyon liralık bir yatırımla bir yatırım yılı olarak bir atak yaptık. Kendi araçlarımızı alarak seneye araç kira parası vermeyeceğiz ve oradan sağlayacağımız tasarrufla yeni yatırımlar yapacağız."ifadelerini kullandı.
Menemendeki başkanvekili seçimleri hakkında konuşan İduğ,"Yüzde 65'lerle kazandığımız ilçede meclis üyelerinin yanlış kararlarıyla gelinen nokta çok yanlış. Bu meclis üyelerinin partiden ayrılması gerektiğini düşünüyorum. Yanlış yapanlar vicdanlarıyla başbaşa kalsın. Ben il yönetimi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin birlikte hareket etmesinin daha iyi olacağını düşünüyorum." şeklinde konuştu.
Programdan sonra Başkan İduğ Bornova’nın üretimi olan Kınalı bamya, Misket şarabı, Yaban zeytini yağı ve pekmezi Birol Soylu'ya takdim etti.