Programdan satır başları şöyle:
''17 yıl sonunda AKP iktidarının bizi getirdiği nokta tek adam rejimi. Türk halkı daha demokratik bir yapı istediğini son seçimlerde sessiz bir şekilde sandıkta tepkisini verdi'' diyerek söze başlayan Serter:''Yaşanan çok ciddi bir kriz. Bu kriz AKP iktidarının bizi nereye getirdiğini görüyoruz. Bu AKP'nin Türkiye'yi sürüklediği kaos noktasıdır. Türkiye kendi öz kaynaklarıyla geçinebilecek bir ülke. Ancak Türkiye hiçbir zaman bu kadar geçinemeyecek hale gelmemişti. Herkes dükkanlarını, işyerlerini kapatmakta. 10 tane dükkan açılıyorsa 20 tane dükkan kapanıyor. İnsanların alım güçleri yok. Bu ekonomik yapının ülkenin tarımıyla hayvancılığıyla kalkınması gerekiyor.Türkiye'nin öz kaynakları bunlar.''
Küçük esnaf çok zor durumda
Bu iktidarın amacı küçük esnafı yok etmek. AVM'lere kitlemek istiyorlar bunlar. Belediyelere günde 100 tane telefon geliyorsa 90 tanesi iş isteyenler. Belediyeler iş bulma kurumu değil, bu durum devletin görevi. Vatandaşın istihdamını sağlamalı. Bu AVM'lerin önüne geçilemeli diyorum ama kimse bu konuda kılını kıpırdatmıyor. Bu konularda belediyelerimizin eli kolu bağlı. Çevre bakanlığının düzenlemeleri bunlar. Küçük esnaf çok zor durumda. Devletin bunlara kol kanat germesi gerekiyor. Özellikle esnaf teşkilatının bunlara ses çıkarması gerekiyor. Esnaf teşkilatı her şeye eyvallah demeyecek. Esnaf teşkilatına sesleniyorum. O koltuklarda otururken esnafın sesi olacaksın. Esnaf odaları ne istiyolarsa biz hazırız. Sanayicinin de dili olalım, esnafında dili olalım. Getirin sorunlarınızı hep beraber çözelim. Kapalı kapılar ardında pazarlıklarla bu sorunları çözemeyiz.
Özellikle ekonomi böyle olduktan sonra bizim de bununla ilgili çalışmalarımız var: 31 Mart seçimlerinden sonra genel merkezimizde yeni bir oluşum oluşuyor. Gölge bakanlıklar kuruyoruz. 3'er 4'er tane danışman kuruluyla bütün bakanlıkları takip ediyoruz.
Kongreler Süreci
CHP demokrasiyi damarlarında yaşatan bir parti. Bu delege seçimlerini de çok önemseriz, heyecanlanırız. Her kademesinde herkes aldığı görevden çok büyük mutluluk duymakta. 96 97 yılında da mahalle delegesi olmuştum. Belkı o zaman daha fazla heyecanlanmıştım. İçimizdeki bu yarış nezaket kuralları içinde ilerlese çok mutlu oluruz. Her mahalleden ortak bir görüşle tek liste çıkmasını istiyoruz ama iki, üç liste çıkması da demokrasinin kuralıdır. Herkes biribirine saygı duyması gerektiği bu süreci atlatacağız. Biz çok büyük bir partiyiz. Bunları aşacak bir partiyiz. Biz milletvekilleri olarak herhangi bir listede olan birini inkar edemem. O benim partilim. Bu mücadeleyi tadında bırakmakta faydalı görüyorum. Özellikle milletvekili, belediye başkanı, il, ilçe başkanı düzeyinde arkadaşlarımın bu sürece müdahale etmemelerini tavsiye ediyorum. Mahallelilere bırakmakta fayda görüyorum. Tabi ki müdahil olmamız gereken noktalarda müdahil oluyoruz.
Uzlaşı Mümkün Mü?
Ben uzlaşıyı sağlamak için elimden geleni yapacağım. Biz artık içimizde bu tür münakaşaları yapacak bir parti değiliz. Biz iktidara yürüyen bir partiyiz. Daha aklı selim daha toparlayıcı bir şekilde halkımızla ve partimizle ilerliyoruz. Ufak tefek tartışmalar olacaktır ama orada bırakacağız. Genel başkanımızı temsil ediyoruz hepimiz. Genel başkanımızın da istediği istediği gibi bu süreci uzlaşıyla çözeceğiz. Biz bu dönemi uzlaşıyla çözmek mecburiyetindeyiz. Bu süreçten sonra daha sağlıklı bir delagosyon yapısıyla ilçe ve il kongrelerine yürüyeceğiz.